HOŞGELDİM


"HOŞ GELDİNİZ" ve umarım "HOŞ BULARAK" AYRILIRSINIZ... 😊

BU BLOGDAKİ HER ŞEY, KENDİMİZİ "BİRAZ DAHA İYİ HİSSETMEK" AMACIYLA PAYLAŞILIYOR...

KUR'AN'DAN, RUHUMUZA HUZUR VEREN AYETLER; UMUT VE YAŞAMA SEVİNCİ AŞILAYAN ŞİİRLER VE ŞARKILAR; ÖZENLE SEÇİLMİŞ FAYDALI ÖZLÜ SÖZLER VE ALINTILAR; İÇİMİZİ AÇAN HARİKA FOTOĞRAFLAR VE TABLOLAR; YOL GÖSTERİCİ HİKAYE VE MASALLAR; HUZUR VEREN SÖZSÜZ MÜZİKLER (DALGA, MARTI, YAĞMUR, KUŞ, DERE SES KAYITLARI VEYA MOTİVASYON MÜZİKLERİ); ŞİFA VEREN MÜZİKLER vs. vs.

MUTLAKA İÇLERİNDEN BİRİ VEYA BİRKAÇI SİZE DE HİTAP EDECEKTİR; ONLARI KENDİ İYİLİĞİNİZ İÇİN KULLANIN!

HUZURLU OLMAK İÇİN "KİŞİSEL ÇABA ve İSTEK" GEREKTİĞİNİ HEP HATIRLAYALIM ve KENDİ HUZURUMUZU İNŞA ETMEK İÇİN BİR AN EVVEL HAREKETE GEÇELİM İNŞALLAH...

HUZUR BULANLARDAN VE ŞÜKREDENLERDEN OLABİLMEMİZ ÜMİT VE DUASIYLA... 💖

"Huzuru ifade eden şiirlerden mısralar ya da kutsal metinlerden cümleler okumak, zihin yapınıza İYİLEŞTİRİCİ MERHEM etkisi yapar." Norman Vincent Peale


7 Eylül 2023 Perşembe

“GİZLİ ADALETİ” AÇIKLAYAN ÖZLÜ SÖZ VE ALINTILAR - GEÇMİŞ ACILARDAN KURTARACAK İŞE YARAR BİR YÖNTEM


ŞERRİN İÇİNDEKİ HAYRI ARAYIP TEK TEK BULMAN GEREK!

BU SENİN GİZLİ HAZİNENDİR!

HER BULDUĞUNDA, ORADAKİ ACI SON BULACAK.

YAŞAMDAKİ “GİZLİ ADALETE” TANIK OLACAK

VE RABBİNLE ARANI DÜZELTECEKSİN.

(Umarım ikna olmak için yaşlanmayı beklemezsin.)


Her güçlük, içinde aynı büyüklükte veya daha büyük bir FAYDANIN TOHUMUNU barındırır.”
Napoleon Hill

 

“Şükretmenin gücü; dikkatinizi, hayatınızın pozitif tarafına çevirmesidir.
BUNDAN DAHA DA ETKİLİ bir YÖNTEM de, ŞU ANDA ve GEÇMİŞTEKİ ZORLUKLARINIZI ve BAŞARISIZLIKLARINIZI bir GÖZDEN GEÇİRMEK ve BUNLARIN İÇİNDE BİR POZİTİF ŞEY BULMAKTIR.
BUNU BULUN ve BUNUN İÇİN TEŞEKKÜR EDİN.
Ve göreceksiniz ki o deneyimde, büyümede ve öğrenmede büyük bir adım atmışsınız. İleride aynı zorluklarla karşılaştığınızda da çok daha kolay atlatacaksınız.
Başarısızlıklarınızda olumlu bir şey bulamıyor musunuz?
Yeterince uğraşmıyorsunuz.
Her zaman olumlu bir yan vardır, HER ZAMAN...
ONU BULUN ve DERİNDEN ve KOŞULSUZCA ŞÜKREDİN; İLERİDEKİ BAŞARILARINIZ ve MUTLULUĞUNUZ, BUNA DAYALI OLACAK.”

Lance Beggs

 

“Bir felaket dediğimiz şey, bazen bİr lütfun ilk, acı verici aşamasıdır.”
Stephen Mitchell

 

"Üzüntü ile karşıladığımız olayların, bir zaman sonra gerçek iyiliğimize ve mutluluğumuza yardım ettiğini görürüz. Hayatımız boyunca olan olayları, genellikle hoş görmeyiz hatta onları kendimiz için felaket sayarız. Ancak bu, “sebep-sonuç prensibi” hakkındaki bilgisizliğimizin sonucu, yanlış bir anlayıştan ibarettir. Sizin bu haliniz, binanın üst katından aşağı yuvarlanmasın diye kapalı bir odaya hapsedilen küçük ve bilgisiz bir çocuğun isyankâr ve ıstıraplı halinden farksızdır. Ben hayatımda, hiç hoşuma gitmeyen, üzüntü ile karşıladığım birçok olayın, uzun zaman sonra gerçek iyiliğime ve mutluluğuma yardım edici diğer büyük olayları hazırlamış olduğunu görerek, evvelce o olaylara karşı isyankâr davrandığım için ne kadar üzülmüşümdür. SELİM AKLA SAHİP OLANLAR BİLİR Kİ; NE TÜRLÜ BİR OLAYLA KARŞILAŞIRLARSA KARŞILAŞSINLAR, O OLAY YAKIN YA DA UZAK BİR GELECEKTE KENDİSİNE MUTLAKA BİR İYİLİK GETİRECEKTİR. ''Fenalık'' sandığımız her şey, gelecek bir iyiliğin müjdecisidir. Fenalık/kötülük, gerçekte yoktur ama bu sözün anlamını böylece kabul edebilecek kaç kişi bulunur! İşte bunun içindir ki, dünyada henüz ne kadar ıstırap, ne kadar çok gözyaşı ve bu gözyaşlarını besleyen ne kadar yanlış görüşler ve inanışlar vardır! BEN BİLİRİM VE KABUL EDERİM Kİ; BANA KÖTÜLÜK YAPMAK İSTEYEN BİR KİMSE, ''BİLMEDEN'' İYİLİK YAPMAKTADIR ve bu kimse, çok zavallı bir gâfildir. Çünkü eğer bu kimse, bana yaptığı bu “kötülüğün'' büyük iyilikler getireceğini bilecek kadar çok bilgili olsaydı, bu kötülüğü bana yapmazdı. BU, BENİM BUGÜNE KADAR VARABİLDİĞİM EN YÜKSEK REALİTEM'DİR. Ve ben bunu, YÜKSELTİCİ ISTIRABIN bağlı bulunduğu SEBEP-SONUÇ YASASI'ndan öğrendim. Bana kini, intikamı ve gelip geçici göreceli değerler ve kavramlar için boş yere kavgayı unutturan büyük bİlgİ, bu oldu.
Bedri Ruhselman

 

“Bir insan halinden şikâyet edip küfür etmeyi bıraktığında, insan olmaya ve HAYATINI DÜZENLEYEN GİZLİ ADALETİ aramaya başlar.
James Allen

 

“ANLAMLI VE TATMİN EDİCİ BİR ŞEYE DÖNÜŞTÜRÜLEMEYECEK HİÇBİR ŞEY YOKTUR. … Herhangi bir deneyimin AVANTAJLARININ farkında olup dezavantajlarının farkında olmadığımızda, kendimizi çok mutlu hissederiz; DEZAVANTAJLARININ farkında olup avantajlarının farkında olmadığımızda da depresif bir duruma girebiliriz. Ancak her iki tarafın aynı anda tam olarak bilincinde olduğunuzda, zihninizde eşitlik, kalbinizde şükran ve sevgi hissedebilirsiniz.
HER ŞEYİN İKİ TARAFI VARDIR ve asla sadece bir tanesine sahip olamazsınız. EĞER ŞİMDİ BİR ŞEYİN SADECE TEK TARAFINI YAŞIYORSANIZ DİĞER TARAFINI GELECEKTE YAŞAYACAKSINIZ DEMEKTİR; bu kaçınılmazdır.
Bunu anlamak için yaşlanmayı beklemeyin. Yaşlanmadan önce bu KADİM BİLGİYİ anlayın. DENGEYE saygı gösterin.”
Dr. John Demartini - Dönüştüren Deneyim

 

“Her şey bütüne hizmet eder. Başınıza gelen şer ne kadar büyükse içinden çıkacak hayır da o kadar büyük olacaktır.”
“BİLGELİK, geçmişe dönüp baktığınızda hayatınızdaki her olayın, kişinin, yerin ve fikrin, SİZE hayallerinizi inşa etmek için gerek duyduğunuz mükemmel deneyimi yaratmış olduğunu görebilmektir.”
Dr. John Demartini - Dönüştüren Deneyim

 

“AKILLI KİŞİ hayrı şerden ayıran değil, ŞERRİN İÇİNDEKİ HAYRI GÖREBİLEN kişidir.”
Hz. Ömer

 

“"Tırtılın dünyanın sonu dediği şeye usta, kelebek der." demiş Richard Bach Mavi Tüy'de. Hayat da öyle değil midir?
GEÇMİŞTEKİ BAZI ZOR ZAMANLARIMIZA BAKTIĞIMIZDA "İYİ Kİ OLMAMIŞ da BUGÜNE GELEBİLMİŞİM" deriz.
İnsanız işte. O 'OLMAYAN, OLAMAYAN' DURUMUN İÇİNDEYKEN BUNU GÖREMİYORUZ.

Bazen yetişmek için çırpındığınız bir otobüsü kaçırmak, bazen deli gibi çalıştığınız sınava geciktiğiniz için girememek ve daha nice nice durumlar BAZEN ÇOK SARSICI OLSA DA yeni kapılar açar.
KARALAR BAĞLADIĞIMIZDA, EN AZINDAN 'İYİ Kİ' DEME OLASILIĞIMIZ OLDUĞUNU; anneanneciğimin dediği gibi, HAYATIN KUYRUĞUNUN UZUN OLDUĞUNU BİLELİM.
Hayatın saati sürekli işliyor.”
Süheyla Pınar Alper

 

“Şükür etkisi, hayatın ilk başta son derece kaotik görünen olaylarının ardında GİZLİ OLAN DÜZENİ BULMA ve ona şükretme bilgeliğidir.”
“Başınıza gelen her şey, aslında size verilmiş bir hediyedir, bir kutsamadır fakat İLK BAŞTA NEGATİF GÖRÜNEN BİR OLAYIN İÇİNDEKİ HAYRI GÖREBİLMEK OLDUKÇA ZORDUR.
Dr. John Demartini - Dönüştüren Deneyim

 

“Kaygı ve paranoya sebebiyle gecenin üçünde kalkanlar için alıştırma: Tekrar uyumak için KOYUNLARI saymak yerine, MİNNET DUYDUĞUNUZ ŞEYLERİ SAYIN; HAYATINIZIN OLUMSUZ YANLARI DÂHİL. Onlar için NEDEN MÜTEŞEKKİR OLMANIZ GEREKTİĞİNİ BULMAYA ÇALIŞIN. Bunları 100’e ulaştırmaya çalışın.”
James Altucher - Kendini Seç

 

“Norman Vincent Peale şöyle der: "Tanrı size bir armağan göndermek istediğinde, onu bir SORUNun içine sarar. Tanrı size ne kadar büyük bir armağan göndermek isterse, armağanı içine sardığı SORUN da o kadar büyük olur."” Brian Tracy - Bahane yok

 

Hayatımızda daha az stres olmasını tercih etsek de bizi büyüten, zor zamanlarımızdır.
Her zorluğun beni zayıflattığına inanmak ile, BU DENEYİMLERDEN BAZILARININ BENİ GÜÇLENDİRDİĞİNİ BİLMEK arasında büyük bir fark var.
EN KÖTÜ ANILARIMIZIN İYİ TARAFINI GÖRMEYİ SEÇMEK, stresle olan ilişkimizi değiştirme şekillerinden biridir. Geçmiş zorlukları kabul etmek, mevcut mücadelelerimizden büyüyebilmemiz için gereken cesareti verir.”
Stresin içindeki iyiliği bulmak, sadece fiziksel sağlığı geliştirmez. Aynı zamanda depresyona karşı korur ve ilişkileri güçlendirir.”
Zorlukları içinde fayda görenler, hayatlarının daha anlamlı, geleceğe dair umutlu ve mevcut stresleriyle başa çıkma yeteneklerine güvendiklerini bildirmişlerdir.”
Kelly Mcgonigal – Sıkıntı yok

 

“Sürekli şikâyet etmeyin, bunun yerine kendinize “Hastalığım ne işe yarıyor?”, “Parasız kalma korkumun BANA SAĞLADIĞI GİZLİ FAYDA nedir?” benzeri SORULAR SORUN ve CEVABI BULANA DEK DURMAYIN. Hastalığınız sizin biraz olsun yavaşlamanızı mı sağlıyor, size ölüm gününüzü mü hatırlatıyor, hayatınızı ciddiye almanızı mı sağlıyor, içinize dönüp cesaretinizi keşfetmenizi mi sağlıyor, yardım ve destek bulmanızı mı sağlıyor; SİZİ TEMİN EDERİM Kİ HAYIR ORADA BİR YERDEDİR, SADECE ONU ARAMANIZ GEREKİR. Hayati tehlike olarak gördüğünüz her şey, aynı zamanda hayat vericidir. Hayatınızda bu dengeyi bulursanız çok az kişinin deneyimlediği bir özgürlüğe sahip olursunuz.”
Dr. John Demartini - Dönüştüren Deneyim

 

Bir şerrin aslında bir hayır içeriyor olduğunu bilmek bilgeliktir fakat bir hayrın aslında bir şer içeriyor olabileceğini bilmek daha da büyük bir bilgeliktir. Bunu bildiğimiz zaman karşılaştığımız zorluklar bizi daha az üzer, fırsatlar daha az sevindirir. Bu, kişisel kontrolün en büyük sırlarından biridir. Kötü şeylerin çok da korkunç, iyi şeylerin çok da harika olmayabileceğini anladığınızda, başınıza gelen her şey için sessiz bir minnet duyabilirsiniz.”
Dr. John Demartini - Dönüştüren Deneyim

 

Sevinçli yaşantılar, yazgının armağanlarıdır. Değerleri, ŞİMDİKİ ZAMANDA anlaşılır. Oysa ACILAR, idrak kaynaklarıdır. Anlamlarını, ANCAK GELECEKTE kavrayabiliriz.
Rudolf Steiner

 

“Damarınıza en çok basan kişiler aslında en büyük öğretmenlerinizdir. Eğer dengesi bozulmuş algılarınızı tekrar dengeye getirebilirseniz, sizi kızdıran kişileri SİZE ÖĞRETMENLİK ETTİKLERİ İÇİN TAKDİR ETMEYE BAŞLARSINIZ; edemezseniz, onlara kızar ve onları suçlarsınız.”
“Görünüşümüz nasıl olursa olsun, hangi koşullarda yaşıyor olursak olalım, YAŞADIĞIMIZ HER ŞEY bizi içimizde taşıdığımız o hediyeye, o potansiyele doğru taşır. Yaşamımızdaki kişiler ve olaylarla ilgili OLUMLU VE OLUMSUZ DÜŞÜNCELERE SAHİP OLSAK DA gerçekte HAYATIMIZDAKİ HERKES kaderimizi gerçekleştirmemiz ve olmamız gereken kişi olmamız için gerekli olan “MÜKEMMEL ROLÜ” oynamaktadır.”
Dr. John Demartini - Dönüştüren Deneyim

 

 “ÖFKE YÖNETİMİ söz konusu olduğunda, boks eldivenlerini kuşanıp yastık yumruklamak, asabiyet hislerini azaltmaktan çok ARTTIRACAKTIR. Bunun yerine, sinirinizin altında yatan GÖRÜNÜŞTE OLUMSUZ olaylardan EDİNDİĞİNİZ FAYDALARA ODAKLANARAK BU TÜR DUYGULARINIZI BÜYÜK ORANDA AZALTMANIZ MÜMKÜNDÜR.”
Prof. Richard Wiseman – 59 saniye

 

“Başımıza gelen şeylerle SAVAŞMAMIZIN bir nedeni de, kendi planımıza fazlasıyla odaklanıp BİZİM BİLMEDİĞİMİZ DAHA BÜYÜK BİR PLAN olabileceği ihtimalini gözden kaçırmamızdır. YAŞADIĞIMIZ SIRADA TAM BİR FELAKET OLDUĞUNU DÜŞÜNDÜĞÜMÜZ KAÇ OLAYIN, ARADAN BİRAZ ZAMAN GEÇTİKTEN SONRA ASLINDA BİZİM İÇİN BİR ŞANS OLDUĞUNU FARK ETTİK? Ayrıca unuttuğumuz bir şey daha var ki o da, bu dünyadaki tek önemli varlık biz değiliz ve bizim kaybımız aslında bir başkasının kazancı olabilir.”
Ryan Holiday – Stoacının günlüğü

 

"Yaraların önemlidir, çünkü onlar belirleyecektir kaderini de, karakterini de. DÜNYANIN EN MUTLU İNSANLARI, ACIYI EN İYİ TANIYAN İNSANLARDIR. Dünyanın en güzel gülen insanları, en çok ağlamış olanlardır. Dünyanın en başarılı insanları, en sakin kalabilenlerdir.”
Özgür BACAKSIZ – Yaşamak sakinlik ister


 Hepimiz travmaları iyileştirmeye dair doğuştan getirdiğimiz içsel bir kapasiteye sahibiz. Dönüşüm, değişim gerektirir. DEĞİŞMESİ GEREKEN ŞEYLERDEN BİRİ DE, HATIRALARIMIZLA İLİŞKİMİZDİR.” Peter A. Levine - Kaplanı Uyandırmak


“Ademoğlunun başına gelen her türlü bela, Rabbinden şikayet etmesi yüzündendir.” Abdülkadir Geylani

 

"Tam ümidi kestiğim anda, kitaplardan HAYATA DAİR çok önemli SIRLAR öğrendim. SIKINTI ve EZİYETLERİN, HAYAT HANEME ARTI OLARAK GEÇTİĞİNİ, aslında her birinin beni yetiştirdiğini öğrendim. Ve başarının, kapının hemen arkasında olduğunu fark ettim.”
Jack London

 

“Demek ki, zorluğun yanında bir kolaylık mutlaka var! Zorluğun yanında bir kolaylık muhakkak var!” İnşirah Suresi 5ve6. ayetler

  

Sema’dan SEMAya NOT: İKİ ÖRNEKLE AÇIKLAMAK İSTERİM:

Çocukluğunda anne-babandan hiç yardım ve destek görmemiş, her ödevini kendin yapmak ve her konuda çok fazla sorumluluk almak zorunda kalmışsındır. Bu durum o zamanlarda seni çok fazla zorlamış ve hayat boyu, çok zor bir çocukluk geçirdiğini düşünerek kendine acımana vesile olmuştur. Hele bir de en yakın arkadaşının, annesinden her konuda yardım aldığını görerek büyüdüysen, kendini çok şanssız ve haksızlığa uğramış hissetmen gayet doğaldır. Yaşın 40 da olsa bu duygular hiç geçmez. Ta ki, “gizli adaletle” ilgili özlü sözler okuyup, “Üzüldüğüm bu olaylarda iyi olan bir yan var mı?” , “Şanslı zannettiklerim gerçekten de şanslı mıydılar?” diye kendine sorular sorup düşünene kadar. O zaman bir şeyleri hatırlar, daha önce hiç görmediğin açıdan olayları görmeye başlarsın: Annesinden sürekli yardım gören arkadaşın, yetişkin çağlarında her sorununu hala annesine ya da birilerine danışan, kendi kendine karar almakta zorlanan, sıkıntıya gelemeyen, hep hazıra konmaya çalışan bir birey olmuştur; birden bunun ayırdına varırsın! Oysa sen, çocukluktan kalma alışkanlığınla, kendi kararlarını kendisi alan, zor ve sıkıcı görünen işleri bile neredeyse zorlanmadan yapan bir birey olmuşsundur. Sana şu anki yaşamında kolaylık sağlayan bu özelliklerinin, geçmişte yaşadığın durumdan kaynaklandığını ANLAYABİLDİĞİNDE, içinde şahane bir rahatlama ve mutluluk hissedersin. Gizli adaleti keşfetmenin verdiği huzurla, Rabbine şükretmeye yönelirsin. Peki, insana bundan güzel, bundan değerli hazine mi olur?

- "Bu örnek çok basit kaçtı, kolaysa anne-babasından hiç sevgi görmemiş birine "hazinesini" göster?!" diye soran biri çıkarsa....

- "Gerçekten de bazılarını bulmak epey zaman alıyor" derim :)  Ama Rabbim lütfediyor çok şükür:                     

Aslında hepimiz biliriz ki HER çocuk, kendisine sevgi gösteren kişiyi SEVER ve ona YAKINLIK duyar. Ona BENZEMEK, onun gibi olup kendini sevdirmek İSTER. Aralarında bir kalp bağı oluşur. Sevdiği kişinin yaşamını benimser ve kendine örnek alır... Bütün bir ömür kendine acımış olsan bile, bir düşün bakalım; sana doğru düzgün sevgi vermemiş, verememiş o "sözde anne"ye veya "sözde baba"ya BENZEMEYİ gerçekten ister miydin?!!! Sana sevgi göstermiş olsalardı bugün nasıl bir insan olurdun?! (Belki de pek iyi huylu, güzel insanlar değillerdi ve Rabbin onlara benzemeni istemedi... 😉)

“Yıllarca felsefe okumuş, düşünme üzerine kitaplar yazmış ve binlerce öğrenci yetiştirmiş biri olarak yazıyorum; DÜNYANIN EN MUHTEŞEM ÇÖZÜMÜNÜ SÖYLESENİZ BİLE, karşıdaki gelişmek istemiyorsa, YİNE DE KENDİ AKLINA YAKIŞANI YAŞAYACAKTIR.”
Anooshirvan Miandji (Anuşirvan Miyancı)


8 Nisan 2023 Cumartesi

ZORLUĞUN İÇİNDEKİ HEDİYENİ ARA - BİR MASAL İYİ GELİR - JUDITH MALIKA LIBERMAN - HARİKA KİTAPLARDAN ALINTILAR

YAŞADIĞIN ZORLUKLARIN İÇİNE DİKKATLE BAK; 

ORADA MUTLAKA “KAZANDIĞIN İYİ BİR ŞEY” BULACAKSIN!

Belki çoğumuz, bize hayatı zindan eden bir anne, baba ya da kardeşle büyüdük. Çocuklukta şanslıysak bile; TIPKI BU MASALDAKI GİBİ EŞİMİZ ya da çocuğumuz, dostumuz veya iş ortamımız, bize ileriki yaşlarda ıstırap (ya da İMTİHAN) sebebi oldu ve olmaya devam ediyorlar. Bu masal, bakış açımızı değiştirmemize; yaşadığımız zorlayıcı ilişkilerden edindiğimiz kazanımları (HEDİYELERİMİZİ) görebilmemize ve sonuçta, kendimizi iyi hissetmemize vesile oluyor. 😊

“Ey iman edenler! Şu bir gerçek ki, eşlerinizin ve evlatlarınızın içinden size bir düşman vardır; onlara karşı dikkatli olun! Eğer affeder, ellerini tutar, hatalarını görmezden gelirseniz, kuşkusuz, Allah da affedici, merhamet edici olur.” Teğabün Suresi 14. Ayet

“Sınavlar bİter, zaman geçer ve ancak bİze ne kattığını anlayınca sınavlara değer vermeye başlarız.”

USTALARIN USTASI - Judith Malika Liberman

Hocadan hocaya yükselmişti. Her yeni okulda bir, en fazla iki yıl içinde fark edilip seçilmişti. Hocalar ona en değerli sırlarını aktardıktan sonra, kendilerinden daha bilge bir başka hocaya göndermişlerdi.

Sonunda dünyada gidebileceği tanınmış sadece bir hoca kalmıştı. O da uzaklarda bir dağda yaşıyordu. Oraya ulaşmak zordu ama bu yolculuğa çıkacaktı elbette.  Dağdaki hoca kâinatın öyle derin sırlarına erişmişti ki yağmur yağdırabildiği, hayvanların dilini konuşabildiği, adım attığı yerde toprakta uyuyan tohumları uyandırıp dünyanın çöllerini ormana çevirebildiği söylenirdi. O nedenle olası bütün tehlikelere rağmen, öğrenci yollara düştü. Yıllar boyunca yürüdü; dondurucu soğuklara, bayıltıcı sıcaklara rağmen, pek çok kez kaybolsa bile aramaya devam etti. Sonunda aradığı dağı buldu. Tırmanırken elleri kayalarda yaralandı, üşüdü, defalarca düştü ama her seferinde kalkıp devam etti. Sonunda küçük kulübenin kapısına vardı. Aradığı hocadan başka kimsenin olamazdı bu kulübe. Heyecanına hâkim olmaya çalışırken kapıya vurdu.

Orta yaşlı bir kadın açtı kapıyı. Pis ellerini önlüğüne sildi; işaret parmağıyla dişlerinin arasından bir şey çıkartırken, sert bir sesle sordu:

“Ne yapıyorsun buralarda, rahatımı neden bozuyorsun?”

Öğrenci, geçirdiği şokla donakaldı; cevap veremeyince, kadın devam etti:

“Yoksa sen de benim beş para etmez kocamın bir şey olduğunu zannedenlerden misin? Vaktini boşa harcama, evine dön. Bu adam bilge olsaydı haberim olurdu ama değil; o tembel, boş ve yalancı. Dön ve tanıdığın herkese haber sal; bir daha buraya kimseyi göndermesinler. Senin gibi safların hayallerini yıkmaktan bıktım, ŞİMDİ DEFOL!”

Öğrenci, hayalleri gerçekten yıkılmış, yüzü kireç gibi, bedeni iki büklüm, dönüş yoluna çıkmak üzere ormanda ilerlerken, karşısına ışıklar içinde yürüyen bir adam çıktı. Adam, yanında bir kaplan ve omzunda bir kartalla yürüyordu; attığı her adımın izinde bir fidan bitiyordu.  Aradığı hocayı bulmuştu. Öğrenci bir an afalladı, ona doğru bir adım olsun atamadı; titrek bir sesle:

“Ama siz, ama bu nasıl, ama…” diye kekelemeye başladı. Dili tutuldu adeta, düzgün bir cümle kuramadı.

Hoca gülümsedi ve EŞİMLE TANIŞMIŞ BİRİNE BENZİYORSUN dedi.

“Ama o sizin nasıl eşiniz olur ki; hayatımda gördüğüm en korkunç kadındı, SİZE LAYIK BİRİ DEĞİL O!” dedi öğrenci.

Ama hoca, bir el hareketiyle susturdu genç adamı ve ekledi:

“Lütfen,  O BENİM HOCAM; o bana sabır öğretir, beni kibirden uzak tutar, alçakgönüllü kalmaya davet eder. O OLMASAYDI YOLCULUĞUM ÇOK FARKLI OLURDU. NEYSEM, ONUN SAYESİNDEDİR. Benim öğrencim olmak istiyorsan, ÖNCE ONA SAYGI DUYMALISIN.”


 SINAVLARINI SEV

SORUNSUZ BİR HAYAT istemenin iyi olduğunu zannetme; sonuçta zorluklar sayesinde buraya kadar geldin. Sınavlar biter, zaman geçer ve ancak bize ne kattığını anlayınca sınavlara değer vermeye başlarız. Peki, acaba fırtınanın sana ne getireceğini bilmeden, onu hayatının bir parçası olarak sevmek mümkün mü? Hayat seni yine acemi birliğine gönderiyorsa sevin; seni harika şeyler için hazırlıyor demektir.

"Yaşamınızdaki her sorun, içinde bir armağan saklar. "  RİCHARD BACH

21 Ağustos 2022 Pazar

İÇİMİZDEKİ DÜŞMAN! - BİLİM VE DİN AYNI KONUDA UYARIYOR!

“Tüm kâinat olanca katmanları ve karmaşasıyla insanın içinde gizlenmiştir. Şeytan, dışımızda bizi ayartmayı bekleyen korkunç bir mahlûk değil bizzat içimizde bir sestir. Şeytanı kendinde ara, dışında, başkalarında değil ve unutma ki NEFSİNİ bilen Rabb’ini bilir. Başkalarıyla değil sadece kendiyle uğraşan insan, sonunda mükâfat olarak Yaradan’ı tanır.” Şems-i Tebrizi 18. kural

BU YAZIDA BİLİM İNSANLARI –BİLMEDEN– NEFSİN TUZAKLARINI AÇIKLAYIP İÇİMİZDEKİ DÜŞMANA KARŞI BİZİ UYARIYORLAR:

“Bu İç ses “kafamızın içinde bize fısıldar, sızlanır, bizi iğneler, düşük bir benlik algısına ve sarsılmış bir özgüvenin içine bizi çiviler; düşüncelerimizi belirler, davranışlarımızı etkisi altına alır ve harekete geçmemizi engeller. Bizi koruyormuş, yanlış yapmamızı önlüyormuş gibi görünse de bütün yaptığı utanç ve suçluluk duygularımızı körükleyerek ilişkilerimizi sabote etmek ve bizi kendimize zarar verecek davranışlara itmektir.” Dr. Robert W. Firestone (Klinik Psikolog)

Hayali Sınırlamaları Fark Edin Ve Özgürleşin – Klinik psikolog Dr. Lisa Firestone

Yeni bir şey denemek için kendimizi biraz zorladığımızda hemen hemen her zaman ortaya çıkıp bizi azarlayan ya da dır dır eden düşünceleri çoğumuz iyi biliriz. ......... “Yapabilecek miyim?” “Ya başarısız olursam?” “Ya daha ilk buluşmamızda her şeyi mahvedersem?”

Eleştirel İÇ SES, kendimizi gerçekleştirmemize ve doyumlu hissetmemize engel olan bir iç düşmanı temsil eder. İçe dönüklüğü, güvenmemeyi, kendini eleştirmeyi, kendini reddetmeyi ve sınırlamayı, bağımlılıkları besler; insanın hedefe yönelik davranışlarından geri çekilmesine neden olur. Bu içselleştirilmiş sesler insanın hayatının tüm boyutlarına saldırır: Genel ruh hali, psikolojik durumu, tutum ve önyargıları, kişisel ilişkileri, eş seçimi, diğerleriyle iletişim kurma biçimi, okul ya da kariyer seçimi ve işteki performansı.

Eleştirel iç ses, kişinin kendisine karşı geliştirilmiş olumsuz düşüncelerinden oluşan, kendisiyle bütünleşmiş bir yapı olarak tanımlanır. Kişiliğin üzerini kapatan, öğrenilmiş ya da dışarıdan dayatılmış, doğal ya da uyumsuz bir örtü gibidir. Eleştirel iç ses bizimle konuşan gerçek bir ses değildir; hepimizin içinde bulunan, hedeflerimize ulaşmamızı engelleyen sınırlayıcı düşünce ve tutumlardan oluşur.

Bu sesi hayatımızın çeşitli alanlarında duyabiliriz; ilişkilerde fazla yakınlaşmamamızı, mesleğimizde fazla ilerlemememizi söyler. Acımasız ve aşağılayıcı olabilen bir sestir. ‘Sen kimsin ki?’, ‘Asla başaramayacaksın’, ‘Sen herkesten farklısın’, ‘Kimse seni önemsemeyecek’ gibi. Bu düşünceler hayret verecek kadar, insanı yanıltacak kadar yumuşak ve sakinleştirici de olabilir: ‘Sen kendi kendine iyisin işte’, ‘Bir tek kendine güvenebilirsin’, ‘Bir dilim pasta daha ye, kendini ödüllendir’, ‘Bir içki daha iç, iyi gelir.’

İster sert ve acımasız olsunlar, ister yumuşak ve sakin, bu düşünceler bizim isteklerimizin peşinden gitmemizi engeller ve bize zarar verecek davranışlarda bulunmamıza yol açar. Bu sese yenilmek ve bu sesin önerilerine uymak, bizi bu sesin saldırılarına daha da açık hale getirir. Az önce bir dilim pasta daha almamız için bizi yönlendiren ses, iki dakika sonra iradesiz olduğumuz için bizi paralamaya başlar. Peki, bu eleştirel iç sesi nasıl ele geçiririz?

30 yıl boyunca, psikolog ve yazar olan babam Robert Firestone ile bu eleştirel iç ses üzerinde çalıştım. Babam, insanların bu iç eleştiriyi yapan sesi tanımaları, bunu ayrıştırabilmeleri ve hedefe odaklı, gerçek bakış açılarını yansıtan bir şekilde karşı koyabilmeleri için bu iç sesin temellerini anlamalarını sağlayacak olan ses terapisini geliştirdi. Bu terapinin adımlarını ruh sağlığı uzmanları için yazdığı Ses Terapisi (Voice Therapy) ve genel okuyucuya seslenen, birlikte yazdığımız Eleştirel İç Sesini Ele Geçir (Conquer Your Critical Inner Voice) kitaplarında anlattık.

SES TERAPİSİNİN adımları şunlar:

Birinci Adım: Eleştirel İç Sesinin Sana Neler Söylediğini Belirle

Bu olumsuz saldırıları engellemek için her şeyden önce bu iç sesin neler söylediğini fark etmek gerekir. Bunun için insanlar hayatlarında kendilerini en çok eleştirdikleri bir alan seçerek bu eleştirilerin neler olduğuna bakabilirler. Kişinin, kendisine yapılan bu saldırıları fark ettikçe bu saldırıların her birini ‘sen dili’ne çevirmesi çok işe yarar. Yani ‘Ben bunu yapamam’, ‘Beni almazlar ki’ yerine, ‘Sen bunu yapamazsın’, ‘Seni almazlar’ gibi. İnsanlar bu formatı kullandıklarında iç seslerinin kendilerine ne yaptığını duyar ve hissederler; böylece bu seslerin ne kadar düşmanca olduğunu ve kendilerine nasıl saldırdığını fark edebilirler.

İkinci Adım: Bu Seslerin Nereden Geldiğini Gör

İnsanlar eleştirel iç seslerini yukarıdaki yöntemle dile getirdiklerinde etkilenirler ve bu seslerin nerelerden geldiğine dair bir içgörü oluşur. Bu saldırıların içeriğini ve tonunu gördükçe, bunların eskiden ve tanıdık bir yerlerden geldiğini fark ederler; bu sesler onlara çocukken ifade edilmiş, çocukken onlara yöneltilen tutumları yansıtır. Sıklıkla, ‘Babam beni zaten beğenmezdi, yeterli bulmazdı’, ‘Bu duyguyu annemden aldım’, ‘Evdeki genel hava hep böyleydi’ gibi anılar gelir. İç seslerinin nerelerden geldiğini hissederek fark etmek insanların kendilerine daha şefkatli bir gözle bakabilmesini sağlar.

Üçüncü Adım: İç Sesine Karşılık Ver

Ses terapisinin üçüncü adımında kişi, ona saldıran iç seslerine karşılık verir. ‘Sen salaksın. Kimse senin ne söyleyeceğini merak etmiyor. Otur oturduğun yerde ve kapa çeneni!’ gibi şeyler söyleyen iç seslere ‘Ben salak değilim, söyleyeceğim şey anlamlı ve değerli. Benimle ilgilenen ve beni düşünen, ne söyleyeceğimi merak eden insanlar var’ gibi karşılıklar verilebilir. Bu karşılıkları verdikten sonra, insanların kendilerinin ve diğerlerinin gerçekten nasıl olduklarına ve kendi sosyal dünyalarında neyin doğru olduğuna dair akılcı yorumlar yapmaları önemlidir. Şöyle söyleyebilirler, ‘Dünya sadece başkalarının akıllı olduğu, bir tek benim akılsız olduğum bir yer değil. Artık ilkokulda değilim; bize not veren biri yok. Gerçek şu ki hiç kimse fazla akıllı değil, ben de akılsız değilim. Temelde hepimiz aynıyız: Hepimiz, düşündükleri ve yaşadıkları şeylere ilişkin söyleyecekleri ilginç şeyler olan ilginç insanlarız.’

Dördüncü Adım: İç Sesinin Davranışlarını Nasıl Etkilediğini Gör

İnsanlar genellikle kendi seslerine karşılık vererek kendilerini ifade ettiklerinde, doğal olarak bu engelleyici düşüncelerin geçmişlerini nasıl etkilediğini, şimdiki hayatlarına da nasıl yansıdığını hemen anlamak isterler. Mesela, iç sesi aptal olduğunu söyleyen bir insan geçmişte, aslında olduğundan daha beceriksiz davrandığı anları, ya da bu saldırıyı fark ettiği için güvenli hissettiği anları fark edebilir. İnsanlar bu engelleyici davranışlarından kurtulmak istediklerinde, eleştirel iç seslerinin onları nasıl etkilediğini anlarlarsa, bu işlerini kolaylaştırır.

Beşinci Adım: Seni Sınırlayan Davranışlarını Değiştir

Kişi bu iç sesin kendisini sınırladığı alanları fark ettiğinde, değişmeye başlayabilir. Eleştirel iç sesinin desteklediği yıkıcı davranışlardan kaçınarak ve bu sesin önerilerinin tersini ortaya çıkaran olumlu davranışları arttırarak bunu gerçekleştirir. Mesela çekingen biri, sosyal etkileşimlerden kaçmaktan vazgeçerek insanlarla sohbet başlatma kararı alabilir.

Tuhaf da gelse, bu eleştirel iç sesleri fark etmek, tanımlamak ve onlara karşı koymak göründüğünden çok daha zor olabilir. Değişime kaygı eşlik eder ve eleştirel iç sesten kurtulmak da bir değişimdir. İnsanlar olumsuz hallerini sorgulamaya ve onlara rağmen farklı davranmaya başladıklarında, bu olumsuz haller sıklaşır ve daha güçlü bir şekilde saldırmaya başlarlar.

Bazı insanlar bu eleştirel düşüncelerine alışmışlardır ve tatsız da olsa onlarla ‘birlikte var olmak’ bu insanlara rahat gelir. Hatta bir kadın bu düşüncelerini tanımlarken onlarla ahbap olduğunu söylemişti. Bu düşüncelerin saldırısı seyrekleştiğinde, onlar olmadan kendini yalnız ve ürkek hissettiğini belirtmişti. Bazı insanlar bu eleştirel iç seslerin onların doğru davranmalarını sağladığına öylesine inanırlar ki, onlar olmazsa yanlış davranacaklarını düşünürler. Oysa insanlar eleştirel iç seslerine karşı çıktıkça, o iç sesin hayatlarındaki etkisi giderek zayıflar. Hatta onu iyice fark edip ses terapisini adım adım uyguladıklarında kendileri olabilirler, hedeflerine ulaşabilirler ve aslında yalnızca hayal ürünü olan sınırlarından kurtulurlar, özgürleşirler.

Çeviri: Süheyla Pınar Alper

KAYNAK: Bu yazı http://beseryapimbakimonarim.com/2019/02/18/elestirel-ic-sesinizi-adim-adim-susturun-ceviri-suheyla-pinar-alper/ sitesinden –biraz kısaltılarak- alınmıştır. “Eleştirel İç Sesini Ele Geçir” kitabını tanıtmak amacıyla, Dr. Lisa Firestone’ın yazısını dilimize çevirip “Eleştirel İç Sesinizi Adım Adım Susturun” başlıklı bir yazıyla bizlerle paylaşan sevgili Süheyla Pınar Alper’e sonsuz teşekkürler….

 “Sokakta sallana sallana yürüyen bir sarhoş, size itici olduğunuzu söylese BUNU UMURSAMAZDINIZ DEĞİL Mİ? Ya da ‘Her şeyi berbat ediyorsun, beceriksizsin. İşinden ayrıl!’ diye bağırsa, nasıl tepki verirdiniz? Bu suçlamaları pek ciddiye almazdınız. Bunları ya önemsemez ve işinize bakardınız ya da sarhoşun sözleri SİNİRİNİZE DOKUNURSA, onlara KENDİ KENDİNİZE KARŞI ÇIKARDINIZ: ‘Kısa bir süre önce başkan yardımcılığına yükseltildim; hakkımda hiçbir şey bilmiyor. Sarhoşun teki işte.’ Peki, siz kendinize aynı ölçüde temelsiz ya da karalayıcı şeyler söylediğiniz zaman ne oluyor? BUNLARA İNANIYORSUNUZ. BUNLARA KARŞI ÇIKMIYORSUNUZ. ÇÜNKÜ BU SÖZLERİN KAYNAĞININ YANİ KENDİNİZİN DAHA GÜVENİLİR OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORSUNUZ. Siz bunları kendinize söylediğiniz için, tartışmasız doğru olmaları gerektiğini düşünüyorsunuz. AMA ÖYLE DEĞİL; BU ÇOK KÖTÜ BİR HATA! Çoğu zaman gerçeği, sarhoşlardan daha çarpık görürüz. BİR SORUN YAŞADIĞIMIZDA KENDİMİZE SÖYLEDİĞİMİZ şeyler, sokaktaki bir sarhoşun gevelemeleri kadar YERSİZ VE TEMELSİZ olabilir. Düşünerek yaptığımız açıklamalar, genellikle gerçeğe dayanmaz. Bunlar; geçmişin pusu, çok eski çatışmalar, anne babamızın yergileri, üzerimizde güçlü bir etkisi olan bir öğretmenin sorgulamadığımız eleştirileri, bir sevgilimizin kıskançlığından ORTAYA ÇIKAN KÖTÜ ALIŞKANLIKLARDIR. Ancak EN GÜVENİLİR KAYNAK OLARAK GÖRDÜĞÜMÜZ KENDİ İÇİMİZDEN ÇIKIYOR GİBİ GÖRÜNDÜKLERİ İÇİN ONLARA KRAL MUAMELESİ YAPARIZ. HİÇBİR KARŞI TEPKİ GÖSTERMEKSİZİN, YAŞAMLARIMIZI YÖNETMELERİNE İZİN VERİRİZ. Tersliklerle başa çıkma, duvarı aşma becerisinin büyük bir bölümünü, bir TERSLİK karşısında İLK AKLIMIZA GELEN ŞEYLERE KARŞI ÇIKMAYI öğrenmemiz oluşturur. Kendi iç diyaloğunuzdaki kötümser açıklamaların EDİLGENLİK VE KEYİFSİZLİK yarattığını, iyimser açıklamaların ise ETKİNLİK ÜRETTİĞİNİ göreceksiniz. Diğer insanların olumsuz düşüncelerine karşı çıkma konusunda bir ömür boyu alıştırma yapmışsınızdır. ANCAK ŞİMDİYE KADAR YAPMADIĞINIZ ŞEY, KENDİ OLUMSUZ DÜŞÜNCELERİNİZİ, SİZDEN DEĞİL DE, KISKANÇ BİR İŞ ARKADAŞINDAN, KAFASI KARIŞIK BİR ÖĞRENCİDEN YA DA "EN BÜYÜK DÜŞMANINIZDAN GELİYORMUŞ GİBİ" ELE ALMAKTIR.

 Psikolog Martin Seligman – Öğrenilmiş iyimserlik

  

Nefsimi ak-pak gösteremem. ÇÜNKÜ NEFS, RABBİMİN MERHAMET ETTİĞİ DURUMLAR HARİÇ, olanca gücüyle KÖTÜLÜĞÜ EMREDER. AMA RABBİM ÇOK AFFEDİCİ, ÇOK ESİRGEYİCİDİR.” YÛSUF SURESİ 53. AYET

“Yemin olsun ki, insanı biz yarattık. NEFSİNİN ONA NELER FISILDADIĞINI da biz biliriz. Biz ona, şah damarından daha yakınız.” Kâf Suresi 16. ayet

“Eğer ŞEYTANDAN GELEN KÖTÜ BİR DÜRTÜ seni dürtecek olursa hemen Allah'a sığın! Çünkü en iyi işiten O'dur, en iyi bilen O...” Fussilet Suresi 36. Ayet

"İYİLİK VE GÜZELLİKTEN SANA HER NE ERERSE ALLAH’TANDIR. KÖTÜLÜK VE ÇİRKİNLİKTEN SANA ULAŞAN ŞEYSE KENDİ NEFSİNDENDİR." Nisa Suresi 79. Ayet

“Bir vakit Yûsuf babasına şöyle demişti: “Babacığım, ben rüyada on bir yıldızla, Güneş’i ve Ay’ı gördüm; onları bana secde ediyorlar gördüm.” “Yavrucuğum, dedi, rüyanı kardeşlerine anlatma; sonra sana bir oyun oynarlar. HİÇ KUŞKUSUZ ŞEYTAN, İNSAN İÇİN AÇIK BİR DÜŞMANDIR.”” Yûsuf Suresi 4. Ve 5. Ayetler

“Yûsuf'un gömleği üstüne sahte bir kan çalmışlardı, getirdiler. Babaları dedi ki: "İş, söylediğiniz gibi değil. NEFİSLERİNİZ SİZİ ALDATIP BİR İŞE İTMİŞ. Artık bana düşen, güzelce sabretmek. Anlattıklarınıza karşı yalnız Müsteân olan Allah'tan yardım istenir."” Yusuf Suresi 18. ayet

“Ey insanlar, Allah'ın vaadi haktır! O halde iğreti dünya hayatı sizi sakın aldatmasın! O yaman aldatıcı, o çok gururlu, sizi sakın Allah ile aldatmasın. ŞU BİR GERÇEK Kİ, ŞEYTAN SİZİN İÇİN BİR DÜŞMANDIR. O HALDE SİZ DE ONU DÜŞMAN TUTUN. Hiç kuşkusuz, o kendi hizbini cehennem yâranından olmaları için çağırır durur.” Fatır Suresi 5 ve 6. Ayetler

 

 

“Otomatik düşüncelerinizin her zaman gerçeği söylemediklerini anlayın. Düşünceleriniz hakkında düşünmediğiniz sürece, onlar otomatiktir. AKLINIZA GELEN HER DÜŞÜNCEYE İNANMAK ZORUNDA DEĞİLSİNİZ. Size faydası dokunuyor mu, yoksa size zarar mı veriyor, bunu anlamak için düşünceleriniz hakkında düşünmeniz önemlidir. Ne yazık ki DÜŞÜNCELERİNİZE HİÇ MEYDAN OKUMAZSANIZ, DOĞRUYMUŞ GİBİ HEPSİNE İNANIRSINIZ. Bu olumsuz düşünceler piknikteki karıncalar gibi zihninizi istila ederler. Piknikteki bir karınca gibi, OLUMSUZ TEK BİR DÜŞÜNCE önemli değildir. İki ya da üç olumsuz düşünce, piknikteki iki ya da üç karınca gibi sinir bozucu olmaya başlayabilir. On ya da yirmi olumsuz düşünceyse gerçekten probleme yol açar. Düşüncelerinizi değiştirmeyi öğrenmenin bir yolu, OLUMSUZ OLDUKLARINDA ONLARI FARK ETMEK ve ONLARA KARŞILIK VERMEKTİR. Olumsuz düşünceleri DÜZELTEBİLİRSENİZ, üzerinizdeki GÜÇLERİNİ YOK EDERSİNİZ. Olumsuz düşünceye MEYDAN OKUMADAN SADECE DÜŞÜNÜRSENİZ, ZİHNİNİZ ONA İNANIR ve BEDENİNİZ TEPKİ VERİR. Aklınıza gelen HER SAÇMA DÜŞÜNCEYE İNANMAMAYI ÖĞRENMEK, GEREKSİZ ACIYI BİTİREN KRİTİK BİR BECERİDİR. Otomatik olumsuz düşünceler(OOD’ler), NEREDEN GELDİKLERİ BELLİ OLMADAN beyninizde otomatik olarak ortaya çıkar. Meydan okunmadan SERBEST BIRAKILDIKLARINDA ısırır, kemirir, işkence ve zihninizi istila ederler. OOD’ler KONTROL EDİLMEDEN BIRAKILDIKLARINDA mutluluğunuzu çalar, kendinizi yaşlı, şişman, depresif ve güçsüz hissetmenize neden olurlar.” 

Psikiyatrist Daniel G. Amen - Beyninizi Değiştirin Hayatınız Değişsin


RABBİMİZDEN BÜYÜK UYARI yazısı için tıklayınız