HOŞGELDİM


"HOŞ GELDİNİZ" ve umarım "HOŞ BULARAK" AYRILIRSINIZ... 😊

BU BLOGDAKİ HER ŞEY, KENDİMİZİ "BİRAZ DAHA İYİ HİSSETMEK" AMACIYLA PAYLAŞILIYOR...

KUR'AN'DAN, RUHUMUZA HUZUR VEREN AYETLER; UMUT VE YAŞAMA SEVİNCİ AŞILAYAN ŞİİRLER VE ŞARKILAR; ÖZENLE SEÇİLMİŞ FAYDALI ÖZLÜ SÖZLER VE ALINTILAR; İÇİMİZİ AÇAN HARİKA FOTOĞRAFLAR VE TABLOLAR; YOL GÖSTERİCİ HİKAYE VE MASALLAR; HUZUR VEREN SÖZSÜZ MÜZİKLER (DALGA, MARTI, YAĞMUR, KUŞ, DERE SES KAYITLARI VEYA MOTİVASYON MÜZİKLERİ); ŞİFA VEREN MÜZİKLER vs. vs.

MUTLAKA İÇLERİNDEN BİRİ VEYA BİRKAÇI SİZE DE HİTAP EDECEKTİR; ONLARI KENDİ İYİLİĞİNİZ İÇİN KULLANIN!

HUZURLU OLMAK İÇİN "KİŞİSEL ÇABA ve İSTEK" GEREKTİĞİNİ HEP HATIRLAYALIM ve KENDİ HUZURUMUZU İNŞA ETMEK İÇİN BİR AN EVVEL HAREKETE GEÇELİM İNŞALLAH...

HUZUR BULANLARDAN VE ŞÜKREDENLERDEN OLABİLMEMİZ ÜMİT VE DUASIYLA... 💖

"Huzuru ifade eden şiirlerden mısralar ya da kutsal metinlerden cümleler okumak, zihin yapınıza İYİLEŞTİRİCİ MERHEM etkisi yapar." Norman Vincent Peale


8 Nisan 2023 Cumartesi

ZORLUĞUN İÇİNDEKİ HEDİYENİ ARA - BİR MASAL İYİ GELİR - JUDITH MALIKA LIBERMAN - HARİKA KİTAPLARDAN ALINTILAR

YAŞADIĞIN ZORLUKLARIN İÇİNE DİKKATLE BAK; 

ORADA MUTLAKA “KAZANDIĞIN İYİ BİR ŞEY” BULACAKSIN!

Belki çoğumuz, bize hayatı zindan eden bir anne, baba ya da kardeşle büyüdük. Çocuklukta şanslıysak bile; TIPKI BU MASALDAKI GİBİ EŞİMİZ ya da çocuğumuz, dostumuz veya iş ortamımız, bize ileriki yaşlarda ıstırap (ya da İMTİHAN) sebebi oldu ve olmaya devam ediyorlar. Bu masal, bakış açımızı değiştirmemize; yaşadığımız zorlayıcı ilişkilerden edindiğimiz kazanımları (HEDİYELERİMİZİ) görebilmemize ve sonuçta, kendimizi iyi hissetmemize vesile oluyor. 😊

“Ey iman edenler! Şu bir gerçek ki, eşlerinizin ve evlatlarınızın içinden size bir düşman vardır; onlara karşı dikkatli olun! Eğer affeder, ellerini tutar, hatalarını görmezden gelirseniz, kuşkusuz, Allah da affedici, merhamet edici olur.” Teğabün Suresi 14. Ayet

“Sınavlar bİter, zaman geçer ve ancak bİze ne kattığını anlayınca sınavlara değer vermeye başlarız.”

USTALARIN USTASI - Judith Malika Liberman

Hocadan hocaya yükselmişti. Her yeni okulda bir, en fazla iki yıl içinde fark edilip seçilmişti. Hocalar ona en değerli sırlarını aktardıktan sonra, kendilerinden daha bilge bir başka hocaya göndermişlerdi.

Sonunda dünyada gidebileceği tanınmış sadece bir hoca kalmıştı. O da uzaklarda bir dağda yaşıyordu. Oraya ulaşmak zordu ama bu yolculuğa çıkacaktı elbette.  Dağdaki hoca kâinatın öyle derin sırlarına erişmişti ki yağmur yağdırabildiği, hayvanların dilini konuşabildiği, adım attığı yerde toprakta uyuyan tohumları uyandırıp dünyanın çöllerini ormana çevirebildiği söylenirdi. O nedenle olası bütün tehlikelere rağmen, öğrenci yollara düştü. Yıllar boyunca yürüdü; dondurucu soğuklara, bayıltıcı sıcaklara rağmen, pek çok kez kaybolsa bile aramaya devam etti. Sonunda aradığı dağı buldu. Tırmanırken elleri kayalarda yaralandı, üşüdü, defalarca düştü ama her seferinde kalkıp devam etti. Sonunda küçük kulübenin kapısına vardı. Aradığı hocadan başka kimsenin olamazdı bu kulübe. Heyecanına hâkim olmaya çalışırken kapıya vurdu.

Orta yaşlı bir kadın açtı kapıyı. Pis ellerini önlüğüne sildi; işaret parmağıyla dişlerinin arasından bir şey çıkartırken, sert bir sesle sordu:

“Ne yapıyorsun buralarda, rahatımı neden bozuyorsun?”

Öğrenci, geçirdiği şokla donakaldı; cevap veremeyince, kadın devam etti:

“Yoksa sen de benim beş para etmez kocamın bir şey olduğunu zannedenlerden misin? Vaktini boşa harcama, evine dön. Bu adam bilge olsaydı haberim olurdu ama değil; o tembel, boş ve yalancı. Dön ve tanıdığın herkese haber sal; bir daha buraya kimseyi göndermesinler. Senin gibi safların hayallerini yıkmaktan bıktım, ŞİMDİ DEFOL!”

Öğrenci, hayalleri gerçekten yıkılmış, yüzü kireç gibi, bedeni iki büklüm, dönüş yoluna çıkmak üzere ormanda ilerlerken, karşısına ışıklar içinde yürüyen bir adam çıktı. Adam, yanında bir kaplan ve omzunda bir kartalla yürüyordu; attığı her adımın izinde bir fidan bitiyordu.  Aradığı hocayı bulmuştu. Öğrenci bir an afalladı, ona doğru bir adım olsun atamadı; titrek bir sesle:

“Ama siz, ama bu nasıl, ama…” diye kekelemeye başladı. Dili tutuldu adeta, düzgün bir cümle kuramadı.

Hoca gülümsedi ve EŞİMLE TANIŞMIŞ BİRİNE BENZİYORSUN dedi.

“Ama o sizin nasıl eşiniz olur ki; hayatımda gördüğüm en korkunç kadındı, SİZE LAYIK BİRİ DEĞİL O!” dedi öğrenci.

Ama hoca, bir el hareketiyle susturdu genç adamı ve ekledi:

“Lütfen,  O BENİM HOCAM; o bana sabır öğretir, beni kibirden uzak tutar, alçakgönüllü kalmaya davet eder. O OLMASAYDI YOLCULUĞUM ÇOK FARKLI OLURDU. NEYSEM, ONUN SAYESİNDEDİR. Benim öğrencim olmak istiyorsan, ÖNCE ONA SAYGI DUYMALISIN.”


 SINAVLARINI SEV

SORUNSUZ BİR HAYAT istemenin iyi olduğunu zannetme; sonuçta zorluklar sayesinde buraya kadar geldin. Sınavlar biter, zaman geçer ve ancak bize ne kattığını anlayınca sınavlara değer vermeye başlarız. Peki, acaba fırtınanın sana ne getireceğini bilmeden, onu hayatının bir parçası olarak sevmek mümkün mü? Hayat seni yine acemi birliğine gönderiyorsa sevin; seni harika şeyler için hazırlıyor demektir.

"Yaşamınızdaki her sorun, içinde bir armağan saklar. "  RİCHARD BACH

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Sema'dan SEMAya DER Kİ: "Lütfen yorum yazmaya üşenmeyin; hepimizin moral ve motivasyona ihtiyacı var :) Ama paylaşımı hiç beğenmediyseniz, üşenmenizi anlayışla karşılayabilirim... Şaka şaka, her yoruma açığım; siz yeter ki yazın..." 😊 💖💖💖