HOŞGELDİM


"HOŞ GELDİNİZ" ve umarım "HOŞ BULARAK" AYRILIRSINIZ... 😊

BU BLOGDAKİ HER ŞEY, KENDİMİZİ "BİRAZ DAHA İYİ HİSSETMEK" AMACIYLA PAYLAŞILIYOR...

KUR'AN'DAN, RUHUMUZA HUZUR VEREN AYETLER; UMUT VE YAŞAMA SEVİNCİ AŞILAYAN ŞİİRLER VE ŞARKILAR; ÖZENLE SEÇİLMİŞ FAYDALI ÖZLÜ SÖZLER VE ALINTILAR; İÇİMİZİ AÇAN HARİKA FOTOĞRAFLAR VE TABLOLAR; YOL GÖSTERİCİ HİKAYE VE MASALLAR; HUZUR VEREN SÖZSÜZ MÜZİKLER (DALGA, MARTI, YAĞMUR, KUŞ, DERE SES KAYITLARI VEYA MOTİVASYON MÜZİKLERİ); ŞİFA VEREN MÜZİKLER vs. vs.

MUTLAKA İÇLERİNDEN BİRİ VEYA BİRKAÇI SİZE DE HİTAP EDECEKTİR; ONLARI KENDİ İYİLİĞİNİZ İÇİN KULLANIN!

HUZURLU OLMAK İÇİN "KİŞİSEL ÇABA ve İSTEK" GEREKTİĞİNİ HEP HATIRLAYALIM ve KENDİ HUZURUMUZU İNŞA ETMEK İÇİN BİR AN EVVEL HAREKETE GEÇELİM İNŞALLAH...

HUZUR BULANLARDAN VE ŞÜKREDENLERDEN OLABİLMEMİZ ÜMİT VE DUASIYLA... 💖

"Huzuru ifade eden şiirlerden mısralar ya da kutsal metinlerden cümleler okumak, zihin yapınıza İYİLEŞTİRİCİ MERHEM etkisi yapar." Norman Vincent Peale


2 Mart 2019 Cumartesi

ÇOBAN KAZANDI ÇOBAN! - BAŞARI TANIMINIZI DOĞRU YAPIN - BÜYÜK BAŞARI KONULU KUR'AN AYETLERİ

PEKİ SEN, "BAŞARI" DEYİNCE NE ANLIYORSUN?
SENCE DE GERÇEKTEN, KAZANAN ÇOBAN MIYDI?




Vaktiyle, bir medresede yaşanmış bir hadisedir; Konya civarında…

Yüksekçe bir tepede bir medrese ve o medresenin hocası, talebelerine ders anlatırken zaman zaman durur dermiş ki;

“AAH AAH! ÇOBAN KAZANDI ÇOBAN!"

Tabi talebeler bir anlam veremiyor, ne demek “Çoban kazandı çoban!”
Bir, iki, üç… Ha bire böyle diyor, "Çoban kazandı çoban"

Bir gün bir yakını, "Efendim" demiş, "Siz sohbet aralarında bazen böyle dersiniz de; bu çoban kimdir, kazandığı nedir, nasıl kazandı? Biz de onu merak ederiz."

Hocaefendi bir “AAAH” deyip gözleri buğulanarak gençliğinde yaşadığı bir hadiseyi anlatmış ki, hadise şudur:

Diyor ki,

"Evladım, biz gençliğimizde iki arkadaş bir yola giderken namaz vakti oldu. Bir pınarın başında abdest aldık; tam namaza duracağız derken, bir çoban, “Ben de cemaate katılayım” dedi. O da geldi abdestini aldı, beraberce namazımızı kıldık. 
Namaz bitince gönlümüzü bir hoşluk aldı ve dedik ki, haydi her birimiz bir dua etsin, diğer ikisi de 'AMİN' desin.

Önce ben elimi açtım ve dedim ki,

“Ya Rabbi! Bana şöyle yüksekçe bir tepede güzel bir medrese ver. Orada senin rızan için ilim-irfan öğretip talebe yetiştireyim.

Diğer arkadaşlarım, “AMİN” dediler.

Sonra benim arkadaşım elini açtı ve dedi ki,

“Ya Rabbi! Bana mal-mülk ver. Beni zengin eyle; senin yolunda sadakalar dağıtayım,  fakirleri doyurayım, hizmetler edeyim.”

İkimiz, “AMİN” dedik çobanla birlikte.

Ve Allah ona mal verdi, mülk verdi. Fakir fukaraya da öyle çok yardımı dokunur. Ümmet-i Muhammed'e hayır eder.

Onun duası kabul oldu. Eh ben, işte gördüğün gibi bu medresede hocalık ederim, bana da burada böyle bir yer nasip etti. Anlarım ki duam kabul olmuş.

Sıra çobana gelmişti, namaz sonrası;

Ellerini açtı ve çoban dedi ki,

"Ya Rabbİ! Sen benden razı ol, benİ de senden razı et."

Biz de arkadaşla ikimiz, “AMİN” dedik beraberce.

Şimdi dönüp bakarım ki benim duam kabul olmuş, arkadaşımın duası kabul olmuş. Bilirim ki çobanın duası da biiznillah (Allah’ın izniyle) kabul olmuştur.

Onun için diyorum ki, ÇOBAN KAZANDI ÇOBAN.

Hasıl-ı Kelam;

Dünya senin olsa, dünyayı birisine bağışlasan, Allah rızası için olmadıktan sonra, hiç bir işe yaramaz. Yeryüzünün en büyük âlimi olsan, bütün yeryüzü senin taleben olsa, Allah rızası için olmadıktan sonra, yine hiç bir işe yaramaz. Ama Allah senden razı olsa, sen Allah'tan razı olsan; hiçbir şey bilmesen, yeryüzünde hiç bir şeyin olmasa, değil dünya, ahirette de o sana “AZIK” olarak yeter.

SERDAR TUNCER’İN ANLATIMINDAN YAZIYA GEÇİRİLMİŞTİR…

Sema'dan SEMAya not: Bu hikayeden anlıyoruz ki çoban, hayatı boyunca çoban olarak kaldı ama Rabbinin ona verdiklerinden razı olduğu için memnun ve mutlu bir yaşam sürdü. Duanın kabul olduğunu var saydığımızdan, Rabbi de ondan razı olduğu için "asıl yaşamının" gerçekleşeceği "AHİRET HAYATINI" da kesin olarak kurtarmış ve böylece "BÜYÜK BAŞARIYA" ulaşmış oldu. 
Peki, kalbimize soralım; gerçekten de çobanın kazandığını yüreğimizde hissedebildik mi? Yoksa bizim gözümüzde, yüksek bir tepede bir medrese hocası (bugünkü tabirle, ülkede değer gören bir üniversite profesörü) olmak veya tüm ülkenin en zengin ve sözü geçen insanlarından biri olmak; YANİ DÜNYA HAYATINI, ÇOBANA NAZARAN MUHTEMELEN ÇOK DAHA GÜZEL VE İTİBARLI GEÇİRMEK, bize DAHA BÜYÜK bir BAŞARI olarak mı GÖRÜNÜYOR? 
Eğer gerçekten öyle görünüyorsa, aşağıdaki AYETLERİ OKUMADAN lütfen sayfadan ayrılmayın...

(Türk Dil Kurumu; "RAZI OLMAK": Uygun bulmak, beğenmek, benimsemek, istemek, kabul etmek, yeterli saymak.)

KUR'AN'IN "BAŞARI TANIMI" İLE BİZİM BAŞARI TANIMIMIZ ACABA UYUŞUYOR MU? 
AYETLERDEN (YANİ RABBİMİZDEN) ÖĞRENME FIRSATINI KAÇIRMAYALIM:


Eûzu billahi mineş-şeytânirracîm. (Kovulmuş şeytanın şerrinden Allah’a sığınırım.)
Bismillahirrahmanirrahîm. (Rahman ve Rahim olan Allah’ın adı ile...)


Allah, mümin erkeklerle mümin kadınlara, altından ırmaklar akan cennetler vaat etmiştir. Sürekli kalacaklardır orada. Adn cennetlerinde de tertemiz barınaklar vaat etmiştir. Allah'ın bir hoşnutluğu ise hepsinden büyüktür. İşte budur o büyük başarı/o büyük kurtuluş.” Tevbe 72


İman edip hayra ve barışa yönelik işler yapanlara gelince onlar için, altlarından ırmaklar akan cennetler vardır. Büyük başarı işte budur.” Büruc 11


“Allah buyurdu: "Özü-sözü doğru olanlara, doğruluklarının yarar sağlayacağı gün budur. Altlarından ırmaklar akan cennetler var onlar için. Sonsuza dek kalacaklardır orada." Allah onlardan razı olmuştur, onlar da Allah'tan razı olmuşlardır. İşte budur büyük kurtuluş.” Maide 119


“"Peki, biz artık ölmeyecek miyiz? Sadece ilk ölümümüz; azaba da uğratılmayacağız, öyle mi?" Doğrusu bu, büyük başarının ta kendisidir. Çalışanlar, böylesi için çalışsınlar.” Saffat (58-61). Ayetler


“Gün olur, mümin erkeklerle mümin kadınları, ışıkları önlerinde ve sağ yanlarında koşar görürsün. Şöyle denilir: "Bugün size, altlarından ırmaklar akan cennetler müjdeleniyor. Sürekli kalıcısınız içlerinde." İşte büyük başarının ta kendisidir bu.” Hadid 12


“Muhacirlerden ve Ensar'dan ilklerle, güzel düşünüp güzel davranmada onları izleyenler var ya, Allah onlardan razı olmuştur; onlar da O'ndan razıdırlar. Onlara altlarından ırmaklar akan cennetler hazırlamıştır. Sonsuza dek hep orada kalacaklardır. Büyük kurtuluş işte budur!” Tevbe 100


“Allah, müminlerin canlarını ve mallarını, karşılığında kendilerine cennet vermek üzere satın almıştır. Allah yolunda çarpışırlar da öldürürler, öldürülürler. Allah'ın; Tevrat'ta, İncil'de ve Kur'an'da kendi üzerine hak olarak yazdığı bir vaattir bu. Ahdine, Allah'tan daha vefalı kim var? Perçinlediğiniz bu antlaşmanızdan ötürü müjdeler olsun size. İşte budur o büyük başarının ta kendisi.” Tevbe 111


“Allah'a ve onun resulüne inanır, Allah yolunda mallarınız ve canlarınızla didinirsiniz. İşte bu, sizin için en hayırlısıdır; eğer bilirseniz. Günahlarınızı affeder ve sizi, altından nehirler akan bahçelere, sürekli cennetlerdeki temiz-bereketli barınaklara yerleştirir. İşte bu en büyük başarıdır.” Saff 11,12


“"Toplanma günü" için sizi bir araya getirdiği gün, karşılıklı aldatış ve aldanışların ortaya çıktığı gündür. Kim Allah'a iman eder, barışa ve hayra yönelik iş yaparsa Allah onun çirkinliklerini örter ve kendisini altından nehirler akan bahçelere, içlerinde sürekli kalmak üzere yerleştirir. İşte büyük başarı budur.” Teğabün 9


“Şunu da söyle: "Rabbime isyan edersem büyük bir günün azabından korkarım ben." Kendisinden azap uzaklaştırılana o gün rahmet etmiştir. İşte açık kurtuluş budur.” En’am 15,16


“Orada, ilk ölüm dışında ölüm tatmazlar. Allah onları cehennem azabından korumuştur. Rabbinden bir lütuf olarak böyledir. İşte budur o büyük başarı.” Dühan 56,57


“Gözünüzü açın! Allah'ın velîleri için hiçbir korku yoktur. Tasaya da düşmezler onlar. Onlar inanmış, takvaya sarılmışlardır. Dünya hayatında da âhirette de müjde vardır onlara. Allah'ın kelimelerinde değişme/değiştirme olmaz. İşte budur o büyük kurtuluş.” Yunus (62-64). ayetler


“Fakat resul ve onunla birlikte iman edenler, mallarıyla, canlarıyla didindiler. İşte bunlarındır tüm hayırlar. İşte bunlardır tam kurtulanlar. Allah onlar için, altlarından ırmaklar akan cennetler hazırlamıştır. Sürekli kalacaklardır orada. İşte budur büyük başarı.” Tevbe 88,89


İman edip hayra ve barışa yönelik işler yapanların durumu şu: Rableri onları rahmetine sokacaktır. İşte açık zafer budur.” Casiye 30


“Arşı yüklenip taşıyanlar ve onun çevresindeki şuurlular Rablerinin hamdi ile tespih ederler ve ona inanırlar. İman sahipleri için de şöyle af dilerler: "Rabbimiz! Sen her şeyi rahmet ve ilim halinde kuşattın. Tövbe edip senin yoluna uymuş olanları bağışla. Ve onları cehennem azabından koru! Ey Rabbimiz, onları kendilerine vaat etmiş olduğun Adn cennetlerine koy! Atalarından, eşlerinden, zürriyetlerinden barışa yönelenleri de. Azîz ve Hakîm olan, hiç kuşkusuz sensin, sen! Koru onları kötülüklerden! O gün kötülüklerden koruduğuna mutlaka rahmet etmişsindir sen. İşte budur o en büyük kurtuluş ve eriş."” Mümin (7-9). ayetler


Kullarım sana benden sorarlarsa ben Karib'im, gerçekten çok yakınım. Dua edenin çağrısına, bana ÇAĞIRIP YAKARDIĞI ANDA cevap veririm. Hadi onlar da bana karşılık versinler, bana inansınlar ki doğru ve iyiyi bulabilsinler.” Bakara 186


Rabbiniz buyurmuştur ki: Dua edin bana, cevap vereyim size! Kibre saparak bana ibadetten uzaklaşanlar, aşağılanmış bir halde cehenneme gireceklerdir.” Mümin 60


Her kim İĞRETİ HAYATI VE ONUN SÜSÜNÜ İSTERSE böylelerinin YAPIP ETTİKLERİNİN KARŞILIĞINI kendilerine BU HAYATTA tam olarak veririz. Onlar dünyada hiçbir eksiltmeye uğratılmazlar. ÖYLELERİDİR Kİ BUNLAR, ÂHİRETTE KENDİLERİ İÇİN ATEŞTEN BAŞKASI YOKTUR. Sanayi olarak ürettikleri, orada işe yaramaz olmuştur. Yapıp ettikleri de bâtıl hale gelmiştir. Hud 15,16 (İğreti=Gelip geçici)


İnsan, hayra davet eder gibi şerri çağırıyor/ insan, hayra duasıyla şerri davet ediyor. İnsan çok acelecidir.” İsra 11


Âhiret ekini isteyenin o ekinini artırırız; dünya ekini isteyene de ondan veririz. AMA BÖYLESİ İÇİN ÂHİRETTE BİR NASİP YOKTUR.” Şura 20


“……….. İNSANLARDAN BAZISI ŞÖYLE DER: "EY RABBİMİZ, BİZE DÜNYADA VER!" BÖYLESİ İÇİN ÂHİRETTE BİR NASİP YOKTUR. ONLARDAN KİMİ DE ŞÖYLE YAKARIR: "EY RABBİMİZ, BİZE DÜNYADA DA GÜZELLİK VER, ÂHİRETTE DE GÜZELLİK VER! VE BİZİ ATEŞ AZABINDAN KORU!" İŞTE BÖYLE DİYENLERE KAZANDIKLARINDAN BİR NASİP VARDIR. Allah, hesabı çok çabuk görür.” Bakara (200-202). Ayetler


“NASİPLENDİRİLDİĞİNİZ ŞEYLER ŞU İĞRETİ HAYATIN YARARINDAN VE SÜSÜNDEN İBARETTİR. ALLAH'IN KATINDAKİ İSE DAHA HAYIRLI VE DAHA SÜREKLİDİR. Hâlâ aklınızı işletmeyecek misiniz? KENDİSİNE GÜZEL BİR VAATTE BULUNDUĞUMUZ, ARDINDAN DA ONA KAVUŞAN KİMSE, ŞU İĞRETİ HAYATIN YARARIYLA NİMETLENDİRDİĞİMİZ, SONRA KIYAMET GÜNÜNDE HUZURUMUZA DİKİLECEKLER ARASINA GİREN KİMSE GİBİ MİDİR?” Kasas 60,61


Şu bir gerçek ki, bize kavuşmayı ummayanlar, İĞRETİ HAYATLA TATMİN BULUP ONUNLA RAHATLAYANLAR ve ayetlerimizden uzaklaşıp gaflete dalanlar, KAZANDIKLARI ŞEYLER YÜZÜNDEN varış yerleri ateş olacakların ta kendileridir. İman edip hayra ve barışa yönelik amel sergileyenlere gelince, Rableri onları imanlarıyla doğruya ve güzele iletir. Nimetlerle dolu cennetlerde onların altlarından ırmaklar akacaktır.” Yunus (7-9). ayetler


“Gün olur, inkâr edenler ateşe arz edilirler. Onlara denir ki: "İYİLİKLERİNİZİ /NİMETLERİNİZİ, O İĞRETİ DÜNYA HAYATINIZDA SİLİP SÜPÜRDÜNÜZ, ONLARLA ZEVKLENİP EĞLENDİNİZ. Bugünse alçaltıcı azapla cezalandırılacaksınız. Çünkü siz, yeryüzünde haksız yere büyüklük tasladınız ve gerçeğe ters düştünüz." Ahkaf 20


“İkiyüzlülerin erkekleri de kadınları da birbirinin aynıdır: Kötülüğe özendirirler, iyilikten alıkoyarlar, harcamamak için ellerini sıkarlar. Onlar Allah'ı unuttular, Allah da onları unuttu. İkiyüzlüler, yoldan sapmışların ta kendileridir. Allah, erkek münafıklara da kadın münafıklara da küfre sapanlara da içinde sürekli kalacakları cehennem ateşini vaat etmiştir. O yeter onlara. Allah lanet etmiştir onlara. Sonu gelmez bir azap var onlar için. Tıpkı sizden öncekiler gibi. Onlar kuvvetçe sizden daha zorlu, mallar ve çocuklar bakımından daha zengindiler. KENDİ NASİPLERİYLE ZEVK SÜRDÜLER. SİZ DE KENDİ PAYINIZA DÜŞENLE ZEVK SÜRDÜNÜZ. TIPKI SİZDEN ÖNCEKİLERİN KENDİ NASİPLERİYLE ZEVKLENDİKLERİ GİBİ. TIPKI ONLARIN DALIP GİTTİĞİ GİBİ SİZ DE DALIP GİTTİNİZ. İŞTE BÖYLELERİNİN AMELLERİ DÜNYADA DA ÂHİRETTE DE BOŞA ÇIKMIŞTIR. İŞTE BÖYLELERİ HÜSRANA BATMIŞTIR.” Tevbe (67-69). Ayetler


ONLARIN MALLARI DA EVLATLARI DA SENİ İMRENDİRMESİN. İŞ SADECE ŞUDUR: ALLAH ONLARA ŞU İĞRETİ HAYATTA AZAP ETMEYİ VE CANLARININ KÜFRE SAPMIŞ BİR HALDE ÇIKMASINI İSTİYOR.” Tevbe 55


“Küfre sapanların öyle belde belde dolaşmaları seni sakın aldatmasın. AZICIK BİR NİMETLENMEDİR O. Sonra onların varacağı yer cehennem olacaktır. Ne kötü yataktır o! Ama Rablerinden korkanlar için altlarından ırmaklar akan cennetler var. Allah katından bir konukseverlikle sürekli kalıcıdırlar orada. ALLAH KATINDAKİ ÖDÜLLER İYİLER İÇİN DAHA HAYIRLIDIR.” Ali İmran (196-198). Ayetler


“Şu da bir gerçek ki Karun, Mûsa kavmindendi. Onlara karşı şımarıklık/azgınlık yaptı. Ona öyle hazineler vermiştik ki, anahtarlarını taşımak, kuvvetli bir grubu bile zorluyordu. Kavmi ona şöyle demişti: "Şımarma, çünkü Allah, şımaranları sevmez. ALLAH'IN SANA VERDİKLERİ İÇİNDE ÂHİRET YURDUNU ARA, DÜNYADAN DA NASİBİNİ UNUTMA. Allah'ın sana güzel davrandığı gibi sen de güzel davran/ Allah'ın sana lütufta bulunduğu gibi sen de lütufta bulun. Yeryüzünde fesat isteyip durma, çünkü Allah fesat peşinde koşanları sevmez." O dedi: "Bu servet bana, bendeki BİR İLİM SAYESİNDE verildi." Peki o bilmedi mi ki Allah, önceki nesiller içinden ondan kuvvetçe daha zorlu, sayıca daha çok olanları bile helâk etmiştir. Günahlarının ne olduğu, günahkârlardan sorulmaz. Karun, süsü-püsü içinde toplumunun karşısına çıktı. ŞU İĞRETİ DÜNYA HAYATINI AMAÇLAYANLAR dediler ki: "AH, KARUN'A VERİLENİN BİR BENZERİ BİZE DE VERİLSEYDİ. GERÇEKTEN O, ÇOK NASİPLİ BİR ADAM!" Kendilerine ilim verilmiş olanlar şöyle demişti: "Yazıklar olsun size! İman edip hayra ve barışa yönelik iş yapan kişi için ALLAH'IN VERECEĞİ KARŞILIK daha üstündür. Ama buna, SADECE SABREDENLER ULAŞTIRILIR." Nihayet, Karun'u da sarayını da yere geçirdik. Allah'a karşı kendisine yardım edecek yandaşları da yoktu. Kendi kendisine yardım edebileceklerden de değildi. Akşam onun mevkiine/konumuna imrenenler sabah şöyle diyorlardı: "Vay be! Allah, kullarından dilediğine rızkı açıp yayıyor, dilediğine de ölçüyle veriyor/kısıyor. Allah bize lütufta bulunmasaydı, vallahi bizi de batırmıştı. Demek ki, inkârcılar asla iflah etmiyorlar." İşte âhiret yurdu! Biz onu, yeryüzünde üstünlük taslamayanlarla bozgunculuk peşinde koşmayanlara veririz. Sonuç, takva sahiplerinindir.” Kasas 876-83). ayetler


BİLİN Kİ, ŞU İĞRETİ DÜNYA HAYATI BİR OYUN VE EĞLENCEDEN, BİR SÜSTEN, ARANIZDA BİR ÖVÜNMEDEN, MALLARDA VE EVLATLARDA ÇOĞALMA YARIŞINDAN BAŞKA ŞEY DEĞİLDİR. Bir yağmur misali ki, çıkardığı bitkiler çiftçilerin hoşuna gider. Ama biraz sonra o ot kurur, sapsarı kesildiğini görürsün. Nihayet bir ot ufantısı haline gelir. Âhirette şiddetli bir azap var, Allah'tan bir af ve hoşnutluk da var. Dünya hayatı bir aldanış/gurur aracından başka şey değildir.”” Hadid 20


"EY TOPLUMUM, ŞU İĞRETİ DÜNYA HAYATI, GEÇİCİ BİR NİMETLENMEDEN İBARETTİR. ÂHİRETSE SÜREKLİ DURULACAK YURDUN TA KENDİSİDİR." Mümin 39


“Kadınlara, oğullara, altın ve gümüşten oluşturulmuş yığınlara, salma atlara, davarlara ve ekinlere tutkunlukların sevgisi, insanlar için süslenip püslenmiştir. Tüm bunlar geçici-iğreti hayatın nimetidir. Allah'a gelince, varılacak yerin en güzeli onun yanındadır.” Ali İmran 14


YUKARIDAKİ hİKAYE, "NE İSTEDİĞİNE, DUALARINA DİKKAT ET!" MESAJINI GÜÇLÜ BİR ŞEKİLDE İÇERİYOR. bU SEBEPLE, DUALARIMIZA NEDEN DİKKAT ETMEMİZ GEREKTİĞİNİ ANLATAN DAHA FAZLA KUR'AN AYETİ OKUMAK İSTERSENİZ AŞAĞIDAKİ PAYLAŞIMA TIKLAYINIZ...