ÜÇ HİKAYE, TEK MESAJ...
1. HİKAYE: BİN AYNALI DAĞ
Uzun yıllar önce,
uzaklardaki bir ülkede ´Bin aynalı dağ´ denilen bir dağ vardı. Bu dağın
zirvesine gerçekten de bin tane irili ufaklı ayna yerleştirilmişti. Herkes
zaman zaman bin aynalı dağa çıkıp, ilginç öykülere şahit olmayı ve daha sonra
gördükleri hakkında arkadaşlarıyla konuşmayı isterdi.
Bir gün, bu ülkede yaşayan
küçük mutlu bir köpek, bu dağı duydu ve oraya gitmeye karar verdi. Dağın
eteğine ulaştı ve sonra da neşeyle yukarı tırmandı. Yorulmuştu, ama yeni şeyler
göreceği için keyiflenmiş ve yorgunluğunu çoktan unutmuştu.
Aynaların bulunduğu zirveye
geldiğinde kulaklarını dikmiş, kuyruğunu hızlı hızlı sallıyordu. Kocaman bir
gülümseme gönderdi onlara. Karşılığında bin tane kocaman sıcak ve dostane
gülümseme aldı.
Mutluluğu kat kat artmıştı.
Oradan bir türlü ayrılmak istemiyordu. Türlü türlü sevinç ve dostluk
hareketleri yapıyor, yaptıklarının bin kat fazlasıyla karşılığını görüyordu.
Nihayet gün karardı ve
oradan ayrılması gerektiğini anladı. Dağdan inerken kendi kendisine;
"Burası harika bir yer! Buraya sık sık geleceğim" diye düşünüyordu.
Bu arada, aynalı dağın çıkışındaki anlamlı levhayı da okudu ve mutluluğu bin
kat daha arttı...
Aynı ülkede yaşayan başka
küçük bir köpek daha vardı. Ama ilki kadar mutlu değildi. Huysuz ve mutsuzdu. O da o dağa gitmeye karar verdi. Dağın
eteklerine kadar gelip de yukarıya baktığında, şikâyete başlamıştı bile. Sızlana
sızlana dağın tepesine kadar çıktı. Yorgunluk ve kızgınlığa şimdi bir de korku
eklenmişti. Doğru ya, bu dağın tepesinde kendisini kim bilir hangi hırsızlar,
haydutlar bekliyordu! Aynaların olduğu alana yaklaşırken, her an bir düşmanla
karşılaşacakmış gibi başını öne eğmişti. Kafasını kaldırıp da aynalara
baktığında gözlerinde inanamadı. Soğuk soğuk bakan bin tane köpek gözlerini onun
üzerine dikmişti. Güya onlardan korkmadığını onlara göstermek için hırlamaya, dişlerini
göstermeye başladı. Aynı anda korkunç görünümlü bin köpek kendisine hırlayınca,
korkudan ne yapacağını bilemedi ve dağdan kaçarak inerken kendi kendine;
"Burası korkunç bir yer! Buraya bir daha asla gelmeyeceğim." diyordu.
Huysuz köpek, o hızla ve
korkuyla kaçarken, aynalı dağ hakkında bilgi veren levhayı ve üzerindeki
yazıları görmemişti bile.
Levhada şöyle yazıyordu:
"Ey
yolcular! Sakın aldanmayın, gördüğünüz görüntüler sadece ve sadece sizin
aynadaki yansımanızdır. Aynı şekilde; hayatta başınıza gelen bütün olaylar size
tutulmuş aynalardır. Onlarda
sadece kendinizi, kendi duygu ve düşüncelerinizi görürsünüz..."
2. HİKAYE: DÜŞÜNDÜĞÜN GİBİ
Bir yolcu, yolun
kenarındaki tarlasında çalışan yaşlı bir köylüyle karşılaştı. Biraz dinlenmek
isteyen yolcu, köylüyü selamladı ve onun da bir iki dakika nefeslenmek için
doğrulduğunu gördü. Belli ki yaşlı köylü de biraz sohbet etmek istiyordu.
“ Sizin köyde nasıl insanlar yaşar?” diye
sordu yolcu.
“ Peki, senin geldiğin yerde ne tür
insanlar var?” diye soruyla karşılık verdi yaşlı adam.
“ Çok kötülerdir. Hepsi sorun
çıkartırlar, üstelik tembeldirler. Dünyanın en bencil ve güvenilmez insanları
benim şehrimde yaşar. O sahtekârlardan kurtulduğum için ne kadar sevinçliyim
bilemezsin!”
“Öyle mi?” dedi yaşlı köylü
yolcuyu süzerek. “Şey, korkarım bizim köyde de aynı türden insanları
bulacaksın.”
Hayal kırıklığına uğradığı
belli olan yolcu oradan ayrıldı, köylü de işine döndü.
Aradan çok geçmemişti ki,
köylü aynı yönden başka bir yolcunun gelmekte olduğunu gördü. O da selam verdi.
Köylü onunla da laflamak için işine ara verdi. Bu yolcu da bir öncekiyle aynı
soruyu sordu:
“Sizin köyde ne tür
insanlar yaşar?”
Ve köylü ona da aynı
soruyla karşılık verdi:
“ Peki senin geldiğin
yerdeki insanlar nasıldı?”
“Onlar dünyanın en iyi
insanlarıydı. Çalışkan, dürüst ve dost canlısı. Onlardan ayrıldığım için o
kadar üzgünüm ki.”
“ Korkma” dedi köylü.
“Bizim köyde de benzer insanlar bulacaksın.”
3. HİKAYE: SEN NE AĞACISIN?
İki köylü tarlalarında;
biri domatesleriyle meşgul, diğeri kavunlarıyla... Öğle vakti yaklaşırken
birkaç domates seçip getiriyor ilk köylü. “Komşu, yemeğine katık edersin” deyip
kavun tarlasının köşesine bırakıyor... İkisi de memnun...
Sonraki gün tekrar domates
koyuyor ilk köylü sınıra; “Komşu, afiyet olsun” diyerek. İkisi de mutlu... Daha
sonraki gün gene birkaç domates var sınırda ve sonraki gün ve ardından sonraki
günler de...
Kavun tarlasının sahibi
acaba kaçıncı gün bu ikramlara mukabelede bulunur? O da kendi tarlasından bir
kavun getirip koymaz mı komşusunun önüne?
Veya kiraz ağacının sahibi
olan bağcı, komşusunun erik ağacının dalına bir torba kiraz asıyor. Sonraki gün
yine ve sonraki gün yine... Diğer ağacın sahibi de acaba erik toplamaz mı kendi
ağaçlarından; “Bunlar da benden sana” diyerek...
İnsanlar,
iltifatlar ile besleniyorlar...
Fakat
en zor da iltifatlarını sunuyorlar karşılarındakilere.
“Arkadaşım, günaydın. Bugün
ne kadar güzel ışıldıyor gözlerin..."
"Birader, böyle tıraş olmuş ve kravat
takmış halinle çok profesyonel görünüyorsun...”
“Hanımefendi, dün
giydiğiniz elbise size ne kadar da yakışmıştı...” Peki aynı kişi, aynı zamanda:
“Yahu kadın, bugün giydiğin bu rezil kıyafet de ne” diyebilirdi! O zaman bu
hanım nasıl cevap verirdi ve acaba bu sözü kaç sene bir sivri çivi gibi
gezdirirdi ciğerinde?
“Aferin sana, çünkü kuşlara
su koymayı ancak akıllı çocuklar düşünebilir..."
"Hey gençler, bugün ne kadar
enerji dolusunuz..."
"Efendim, sizin ‘günaydın’
deyişinize bayılıyorum, günaydın...”
Bizim
ihtiyacımız ne idi; bizler de insan olduğumuz için güler yüz, iltifat ve birkaç
iyi söz...
Peki bunu ne zaman alabiliriz karşımızdaki insanlardan?
Verdiğimiz
zaman!
***************
"Sana nasıl davranmalarını istersen, sen de başkalarına öyle davran. Fakat ilk iyi davranışı sen yap." David Hume
"ÖNCE SEN BAŞLA VE BUNDA ACELE ET. Sen başlamazsan muhatabın başlar. İyi başlarsa sevap fırsatını kaçırmış olursun, kötü başlarsa iyiye yöneltme fırsatını kaçırmış olursun." Saliha Erdim
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Sema'dan SEMAya DER Kİ: "Lütfen yorum yazmaya üşenmeyin; hepimizin moral ve motivasyona ihtiyacı var :) Ama paylaşımı hiç beğenmediyseniz, üşenmenizi anlayışla karşılayabilirim... Şaka şaka, her yoruma açığım; siz yeter ki yazın..." 😊 💖💖💖