“De ki: "İster
Allah diye yakarın, ister Rahman diye yakarın. Hangisiyle yakarırsanız yakarın,
en güzel isimler/Esmaül Hüsna O'nundur. Namazında/duanda
sesini yükseltme, kısma da. İkisi ortası bir yol tut."” İsra
110
Dinleyenim yoksa ben de kendi kendime konuşurum ya da göklere söylerim derdimi! İşte bu yüzden, ASLINDA tüm paylaşımlarım SADECE Sema'dan SEMAya... Bu blogda, yıllar içerisinde biriktirdiğim HARİKA HAZİNELERİMİ paylaşıyorum. HER SEFERİNDE işe yarayan, HER KULLANDIĞIMDA bana MUTLAKA fayda veren HUZUR KAYNAKLARI bunlar. Bu blog sayesinde hem hepsi topluca elimin altında olsun ve bana yine huzur versinler hem de başkaları da onlardan faydalansın istiyorum.
HOŞGELDİM
"HOŞ GELDİNİZ" ve umarım "HOŞ BULARAK" AYRILIRSINIZ... 😊
BU BLOGDAKİ HER ŞEY, KENDİMİZİ "BİRAZ DAHA İYİ HİSSETMEK" AMACIYLA PAYLAŞILIYOR...
KUR'AN'DAN, RUHUMUZA HUZUR VEREN AYETLER; UMUT VE YAŞAMA SEVİNCİ AŞILAYAN ŞİİRLER VE ŞARKILAR; ÖZENLE SEÇİLMİŞ FAYDALI ÖZLÜ SÖZLER VE ALINTILAR; İÇİMİZİ AÇAN HARİKA FOTOĞRAFLAR VE TABLOLAR; YOL GÖSTERİCİ HİKAYE VE MASALLAR; HUZUR VEREN SÖZSÜZ MÜZİKLER (DALGA, MARTI, YAĞMUR, KUŞ, DERE SES KAYITLARI VEYA MOTİVASYON MÜZİKLERİ); ŞİFA VEREN MÜZİKLER vs. vs.
MUTLAKA İÇLERİNDEN BİRİ VEYA BİRKAÇI SİZE DE HİTAP EDECEKTİR; ONLARI KENDİ İYİLİĞİNİZ İÇİN KULLANIN!
HUZURLU OLMAK İÇİN "KİŞİSEL ÇABA ve İSTEK" GEREKTİĞİNİ HEP HATIRLAYALIM ve KENDİ HUZURUMUZU İNŞA ETMEK İÇİN BİR AN EVVEL HAREKETE GEÇELİM İNŞALLAH...
HUZUR BULANLARDAN VE ŞÜKREDENLERDEN OLABİLMEMİZ ÜMİT VE DUASIYLA... 💖
"Huzuru ifade eden şiirlerden mısralar ya da kutsal metinlerden cümleler okumak, zihin yapınıza İYİLEŞTİRİCİ MERHEM etkisi yapar." Norman Vincent Peale
3 Şubat 2017 Cuma
DUA ETMEYİ Bİ HATIRLASAK! - KONULARINA GÖRE KUR'AN AYETLERİ
BİZE VERİLMİŞ DUA NİMETİNDEN YETERİNCE FAYDALANMIYORUZ!
DUALARINA ÇOK DİKKAT ET, ÇEKİM YASASINI YANLIŞ KULLANMA - AYETLER KONUŞUYOR - TIKLAYINIZ
“Neden duasız bırakıyorsun dilini? Kapıyı
çalmadan, açılmasını bekleyenlerden misin yoksa?” C. Rumi
DUANIN GÜCÜNÜ VE ÖNEMİNİ ANLATAN KUR'AN AYETLERİ:
Eûzu billahi mineş-şeytânirracîm. (Kovulmuş şeytanın şerrinden Allah’a sığınırım.)
Bismillahirrahmanirrahîm. (Rahman ve Rahim olan Allah’ın adı ile...)
“Kullarım sana
benden sorarlarsa ben Karib'im, gerçekten çok yakınım. Dua edenin çağrısına,
bana çağırıp yakardığı anda cevap
veririm. Hadi onlar da bana karşılık versinler, bana inansınlar ki
doğru ve iyiyi bulabilsinler.” Bakara 186
“Şunu sor: "Bizi
bu durumdan kurtarırsa andolsun şükredenlerden olacağız' diye boyun büküp
ürpererek O'na yakardığınızda,
karanın ve denizin karanlıklarından sizi kim kurtarıyor?" De
ki: "Ondan da tüm sıkıntılardan da sizi Allah kurtarıyor; sonra
siz O'na ortak koşuyorsunuz."” En’am 63,64
“De ki: "Hamd Allah'a, selam O'nun seçip yücelttiği
kullarına! Allah mı hayırlı, yoksa onların ortak tuttukları mı?" ….. Yoksa zorda
kalan yalvardığında, onun imdadına yetişip sıkıntı ve kederi kaldıran,
sizi yeryüzünün hükmedenleri kılan mı hayırlı? Allah'ın yanında bir ilah
daha var mı!? Ne kadar da az ibret alıyorsunuz!” Neml 59 ve 62
“İman edip barışa/hayra yönelik işler yapanların
dualarını O cevaplıyor, lütfundan onlara fazlasını O veriyor. İnkarcılara
da şiddetli bir azap var.” Şura 26
“Yemin olsun, Nûh bize YAKARMIŞTI da ne güzel KARŞILIK VERMIŞTIK biz. Ve
kurtarmıştık onu
da ailesini de o büyük sıkıntıdan.” Saffat 75,76
“Ve Zünnûn. Hani kızarak gitmişti de ona asla güç yetiremeyeceğimizi/ölçüyü kendisine uygulamayacağımızı sanmıştı. Sonra, karanlıkların bağrında şöyle yakardı: "Senden başka ilah yok, tespih ederim seni. Kuşkusuz, ben zalimlerden oldum." HEMEN imdadına yetiştik. Gamdan kurtardık onu. İNANANLARI işte böyle kurtarırız biz.
Ve Zekeriyya. Hani Rabbine yakarmıştı: "Rabbim, beni yapayalnız, bir başıma bırakma. Sen, vârislerin en hayırlısısın." Kendisine HEMEN CEVAP VERMIŞ, Yahya'yı ona hediye etmiş, karısını kendisi için doğurmaya elverişli hale getirmiştik. Onlar, hayırlarda yarışırlar, umarak ve korkarak bize yalvarırlardı. Onlar, bize ürpererek saygı gösterirlerdi.” Enbiya (87-90). Ayetler
“Rabbiniz buyurmuştur ki: Dua edin bana, cevap vereyim size! Kibre saparak bana ibadetten uzaklaşanlar, aşağılanmış bir halde cehenneme gireceklerdir.” Mümin 60
“İnsanlara zorluk
dokunduğu zaman; yan yatarken, otururken, ayaktayken bize yalvarır.
Ama sıkıntısını çözdüğümüzde, kendisine dokunan bir zorluk yüzünden bize
hiç yalvarmamış gibi çekip gider. Haksızlığa/aşırılığa sapanlara, yapmakta oldukları, işte böyle süslü gösterilmiştir.” Yunus 12
“Ve Eyyûb... Rabbine
şöyle yakarmıştı: "Dert gelip çattı bana; sen, rahmet
edenlerin en merhametlisisin." Hemen cevap verdik
ona, kendisindeki derdi kaldırdık. Tarafımızdan bir rahmet ve ibadet
edenler için bir hatırlatma olarak, ona ailesini ve beraberinde benzerlerini de
verdik.” Enbiya 83,84
“"Rabbim,
bana barış ve iyilik sevenlerden birini lütfet!" Bunun üzerine biz,
İbrahim'e yumuşak huylu bir oğlan müjdeledik.” Saffat 100,101.
Ayetler
“Nûh'a gelince, o
da daha önce bize yakarmıştı. Yakarışına cevap verdik de onu ve
ailesini, o büyük sıkıntıdan kurtardık. Ona, ayetlerimizi yalanlayan topluluğa karşı yardım ettik.
Kötülüğün toplumuydu onlar. Hepsini birden batırıp boğduk.” Enbiya 76,77
“Yûsuf dedi:
"Rabbim! Zından benim için bunların beni çağırdığı şeyden daha sevimlidir.
Eğer onların oyununu benden uzak tutmazsan onlara meyleder de cahillerden
olurum." Rabbi onun duasını kabul etti de kadınların tuzaklarını
ondan uzaklaştırdı. Her şeyi duyar O, her şeyi bilir.” Yusuf 33,34
“"İhtiyar yaşımda bana, İsmail ve İshak'ı bağışlayan Allah'a hamt olsun! Benim Rabbim, duayı gerçekten çok iyi duyar." "Rabbim! Beni, namazı özenle yerine getiren bir insan yap. Soyumdan bir kısmını da. Rabbimiz, duamı kabul et!"” İbrahim 39,40
“En güzel isimler/Esmaül Hüsna Allah'ındır; O'na onlarla dua edin. O'nun isimlerinde ters bir tutum izleyenleri bırakın. Yapıp ettiklerinin cezasını çekeceklerdir.” A’raf 180
“De ki: "Bir düşünün bakalım! Allah'ın azabı yakanıza yapışsa yahut o saat gelip çatsa, Allah'tan başkasına mı yakarırsınız? Doğru sözlü iseniz söyleyin!" Hayır, yalnız O'na yakarırsınız da O dilerse yakındığınız belayı uzaklaştırır. Ve siz, ortak koştuklarınızı unutuverirsiniz.” En’am 40,41
“Nûh şöyle yakardı: "Rabbim,
beni yalanlamaları karşısında yardım et bana!" Bunun üzerine biz, Nûh'a şöyle
vahyettik: "Gözlerimizin önünde ve vahyimize uygun olarak gemiyi yap.
Emrimiz gelip tandır kaynayınca, ailenle birlikte her türden iki çifti gemiye
sok. İçlerinden, haklarında daha önce hüküm verilmiş olanları dışta bırak.
Zulmetmiş olanlar hakkında bana yakarıp durma. Onlar kesinlikle
boğulacaklardır." Sen,
yanındakilerle birlikte geminin üzerine çıktığında şöyle de:
"Zalimler topluluğundan bizi kurtaran Allah'a hamt olsun!" Şunu da
söyle: "Rabbim, beni bereketli bir yere indir! Sen, konuk
ağırlayanların en hayırlısısın." Biz onları imtihan ediyor idiysek de
bunda elbette ibretler vardır!” Müminun (26-30). Ayetler
“Hani, İmran'ın karısı şöyle demişti: "Rabbim,
karnımdakini özgür bir biçimde sana adadım; onu benden kabul et.
Kuşkusuz sen, evet sen, her şeyi duyan, her şeyi bilensin." Onu
doğurunca -Allah onun ne doğurduğunu daha iyi bildiği halde- şöyle dedi: "Rabbim, onu kız olarak doğurdum ve
erkek, kız gibi değildir. Adını Meryem koydum onun. Onu ve soyunu, kovulmuş
şeytandan sana sığındırıyorum." Allah, onu güzel bir kabulle kabul etti
ve onu güzel bir bitki gibi besleyip büyüttü. Onu, Zekeriyya'nın korumasına
verdi. Zekeriyya, mihrapta onun yanına her girdiğinde, orada bir rızık bulur ve
sorardı: "Meryem, bu sana nereden?" Meryem de "Bu, Allah
katındandır; çünkü Allah dilediğini hesapsızca rızıklandırır." derdi.” Ali
İmran (35-37). Ayetler
“Davûd'a Süleyman'ı armağan ettik. Ne güzel kul! Hep Allah'a sığınır, yakarırdı.” Sad 30
“İnsana bir zorluk/zarar
dokunduğunda bize yalvarır-yakarır; sonra ona bizden bir nimet
lütfettiğimizde şöyle der: "Bu bir ilim sayesinde verildi
bana!" Hayır, öyle değil; o bir fitnedir ama onların çokları
bilmiyorlar.” Zümer 49
“Hani, o yiğit gençler o mağaraya sığındılar da şöyle dediler: "Ey Rabbimiz, katından bir rahmet ver bize ve bizim için bir çıkış
yolu lütfet işimize." Bunun üzerine birçok yıl boyunca mağarada
onların kulakları üzerine ağırlık vurduk. Sonra onları dirilttik ki, iki
zümreden hangisinin kaldıkları süreyi daha iyi hesap edebileceğini bilelim.”
Kehf (10-12). ayetler
“Yemin olsun ki biz, Süleyman'ı imtihan ettik, tahtının
üstüne bir ceste bıraktık da o, tövbe ile Allah'a yöneldi. Şöyle yakardı: "Rabbim,
affet beni! Benden sonra kimseye yaraşmayacak bir mülk/saltanat ver bana!
Kuşkusuz sensin, evet sensin Vahhâb! Bunun
üzerine, rüzgârı onun emrine verdik; onun emriyle onun istediği yere uysal
uysal/tatlı tatlı akıp giderdi. Şeytanları da onun emrine verdik. Hepsi bina
ustası ve dalgıçtı. Ve demirlerle birbirine bağlı diğerlerini... Bu, bizim
lütfumuzdur; ister ver, ister elinde tut. Hesap yok... Ve gerçekten, katımızda
onun bir yakınlığı ve güzel bir geleceği vardı. Sad (34-40). Ayetler
“Gerekli ibadetlerinizi bitirdiğinizde yine Allah'ı anın.
Tıpkı atalarınızı andığınız gibi, hatta daha kuvvetli bir anışla. İnsanlardan bazısı şöyle der: "Ey
Rabbimiz, bize dünyada ver!" Böylesi için âhirette bir nasip yoktur.
Onlardan kimi de şöyle yakarır: "Ey Rabbimiz, bize dünyada da güzellik
ver, âhirette de güzellik ver! Ve bizi ateş azabından koru!" İşte böyle
diyenlere kazandıklarından bir nasip vardır. Allah, hesabı çok çabuk
görür.” Bakara (200-202). Ayetler
“Kulumuz Eyyûb'u da an! Hani, Rabbine şöyle seslenmişti: "Şeytan bana bir yorgunluk ve azap dokundurdu."
"Ayağını yere vur! İşte yıkanacak bir yer, işte içilecek soğuk bir
su!" dedik. Ona bizden bir rahmet
ve özü temizlere bir hatırlatma olarak, ailesini ve beraberlerinde, benzerlerini
bağışladık. "Eline bir demet sap al da onunla vur ve yeminine ters
düşmüş olma!" dedik. Biz onu sabırlı bulduk. Ne güzel kuldu o! Bize
yönelen, yakaran biriydi o.” Sad (41-44). Ayetler
“Dediler: "Eğer bu tavrını sona erdirmezsen, ey Lût,
yemin olsun bu topraktan sürülenlerden olacaksın." Lût dedi: "Ben sizin şu yaptığınıza öfkelenenlerdenim.” “Rabbim, beni ve ailemi bunların
yaptıklarından koru." Bunun üzerine biz onu ve ailesini toplu halde kurtardık. Ancak geridekiler arasında bir kocakarı
kaldı. Sonra ötekileri mahvedip batırdık. Üzerlerine bir de yağmur yağdırdık.
Ne de kötüymüş uyarılanların yağmuru! Elbette bunda bir ayet var ama onların
çoğu müminler değildi. Ve senin Rabbin
mutlak Azîz, mutlak Rahîm...” Şuara (167-175). Ayetler
“Kara bulutlar
gibi dalga kendilerini kuşattığı zaman; Allah'a, dini O'na özgüleyerek
yalvarırlar. Fakat onları karaya çıkarıp kurtarınca, içlerinden sadece bir
kısmı doğru yolu tutar. Bizim ayetlerimize, gaddar nankörlerin tümünden
başkası karşı çıkmaz.” Lukman 32
“Şehrin öbür ucundan bir adam koşarak geldi. Dedi:
"Ey Mûsa, kentin ileri gelenleri seni öldürmeyi planlıyorlar. Çık buradan!
Ben sana öğüt verenlerdenim." Bunun üzerine Mûsa, oradan korka korka
çıktı. Her yanı gözlüyordu. Şöyle yakardı:
"Rabbim, beni şu zalimler topluluğundan kurtar!" Medyen tarafına
yönelince şöyle dedi: "Umarım
Rabbim beni isabetli bir yola kılavuzlar." Medyen suyuna ulaştığında,
su başında halktan bir grup gördü. Hayvanlarını suluyorlardı. Biraz ötelerinde
çekingen bir halde duran iki kadın fark etti. "Derdiniz nedir?" dedi.
"Şu çobanlar çekilip gidinceye kadar biz hayvanlarımızı sulamayız. Üstelik
babamız da ileri yaşta bir ihtiyardır." dediler. Bunun üzerine Mûsa,
onların sulama işini yaptı. Sonra gölgeye çekilip şöyle dedi: "Rabbim,
bana indireceğin her nimeti bekleyen bir çaresizim." Tam o sırada
kadınlardan biri, utangaç bir tavırla yürüyerek ona geldi. Dedi: "Babam,
bizim için yaptığın sulamaya karşılık sana bir şeyler vermek üzere seni
çağırıyor." Mûsa gelip ihtiyara hikâyeyi anlatınca, o dedi ki:
"Korkma, artık zalimler topluluğundan kurtuldun."” Kasas (20-25). Ayetler
“Onlardan önce Nûh kavmi yalanlamıştı. Yalanladılar
kulumuzu ve "Mecnundur bu!" dediler. Ve durduruldu kulumuz. Bunun üzerine yakardı Rabbine, "Yenilgiye uğradım işte, yardım
et!" diye... Biz de açtık gök kapılarını seller gibi akan bir su ile.
Ve yardık/fışkırttık yeryüzünü pınar pınar. Sonunda kesin ölçülere bağlanmış
bir oluş üzere birleşti sular. Ve taşıdık onu levhalar ve çivilerden
oluşturulan şey üstünde. Akıp gidiyordu gözlerimizin önünde, bir ödül olarak
nankörlüğe uğratılan kişi için. Yemin
olsun ki, biz onu bir ibret ve işaret olarak arkaya bıraktık. Yok mu araştırıp
öğüt alacak? Nasılmış benim azabım ve uyarılarım! Yemin olsun ki, biz,
Kur'an'ı öğüt ve ibret için kolaylaştırdık. Fakat düşünen mi var?!” Kamer
(9-17). Ayetler
“Zekeriyya orada Rabbine
yakarmıştı: "Rabbim,
demişti; katından bana tertemiz bir soy bağışla. Sen yakarışı en iyi
duyansan." Zekeriyya
mihrapta durmuş namaz kılarken, melekler ona şöyle çağırmıştı: "Allah sana, Allah'tan bir kelimeyi
doğrulayıcı bir efendi; nefsine egemen bir benlik, hayır ve barışı sevenlerden
bir peygamber olarak Yahya'yı müjdeliyor." Dedi ki: "Rabbim,
benim nasıl çocuğum olur? İhtiyarlık tam bir biçimde üstüme binmiş, karım
kısır." Allah cevap verdi:
"Allah, dilediği şeyi işte böyle yapar."” Ali İmran (38-40). Ayetler
“Mûsa şöyle dedi:
"Rabbimiz! Sen, Firavun ve kodamanlarına şu geçici hayatta debdebe verdin,
mallar verdin. Rabbimiz! Senin yolundan saptırsınlar diye mi? Rabbimiz! Onların
mallarını sil-süpür, kalplerini şiddetle sık ki, acıklı azabı görünceye kadar
inanmasınlar." Allah cevap verdi: "İkinizin
duası kabul edildi. Doğruluktan şaşmayın! İlimden nasipsizlerin yolunu
izlemeyin!"” Yunus 88,89
“İnsana bir
zarar/zorluk dokununca, Rabbine yönelerek O'na dua eder. Sonra ona bir nimet lütfettiğinde,
önceden O'na yalvarmakta olduğunu unutur, O'nun yolundan saptırmak için Allah'a
eşler, ortaklar isnat eder. De ki: "Birazcık nimetlen küfrünle! Hiç
kuşkusuz, sen, ateş halkındansın." Böyle
birisi; gece saatlerinde secde ederek, ayakta durarak ibadet eden, ahiretten
korkan, Rabbinin rahmetini uman biri gibi midir? De ki: "Hiç bilenlerle
bilmeyenler eşit olur mu? Ancak gönül ve akıl sahipleri düşünüp ibret
alır."” Zümer 8,9
“Kafirler hoşlanmasa da siz, dini yalnız O'na özgüleyerek, Allah'a dua edin!” Mümin 14
“Rabbinize; boyun
bükerek, gizlice/ürpererek yakarın. O, haddi aşanları/azmışları sevmez.
Yeryüzünde, orası barışa kavuştuktan sonra bozgun çıkarmayın. Ürpererek ve ümit ederek dua edin O'na.
Hiç kuşkusuz, Allah'ın rahmeti, güzel düşünüp güzel iş yapanlara çok yakındır.”
A’raf 55,56
“İnsanlardan
bazısı da Allah'a kıyıdan kıyıya ibadet eder. Kendisine bir hayır isabet
ettiğinde, onunla tatmin bulup yatışır; kendisine bir fitne, bir deneme gelip
çattığında yüzüstü geri dönüverir. Dünyada da kayba uğramıştır böylesi,
âhirette de. Apaçık hüsranın ta kendisi işte budur. Allah'ın berisinden, kendisine zarar
veremeyecek, yarar sağlamayacak şeylere dua/davet eder. Dönüşü olmayan sapıklığın ta kendisidir bu.
Zararı yararından daha yakın olan kişiye
yalvarır/davet eder. Ne kötü bir
destekçidir o, ne kötü bir efendidir!” Hac (11-13). ayetler
“Hayy O'dur! Tanrı yoktur O'ndan başka. Dini kendisine özgüleyerek dua edin O'na.
Hamd olsun alemlerin Rabbi Allah'a!” Mümin 65
“İnsan, hayır
istemekten/hayır için dua etmekten bıkıp usanmaz. Kendisine bir şey dokunmaya
görsün; hemen ümidini keser, yıkılır. Eğer kendisine dokunan bir zorluktan/zarardan sonra bizden bir rahmet
tattırsak, yemin olsun şöyle diyecektir: "Bu benim hakkım! Kıyametin
kopacağını da sanmıyorum. Rabbime döndürülmüş olsam da şüphesiz, O'nun katında
benim için şaşmaz güzellikler vardır."
Yemin olsun, biz o nankörlük edenlere, yapıp ettiklerini haber vereceğiz.
Yemin olsun, o çetin azabı onlara tattıracağız. İnsana nimet verdiğimizde yüz çevirir, yan yatar. Kendisine şer
dokununca, hemen duaya koyulur.” Fussilet (49-51). ayetler
“"Rabbim, öz
benliğime zulmettim, beni affet" diye yakardı da Allah onu affetti.
Gafûr O'dur, Rahîm O'dur.” Kasas 16
“Gemiye bindiklerinde, dini Allah'a özgüleyerek yalvarıp yakarırlar. Fakat Allah onları kurtarıp karaya çıkardığında, bir bakmışsın ortak
koşuyorlar; verdiklerimize karşı nankörlük etsinler ve birazcık
zevklensinler diye... Yakında bilecekler.” Ankebut 65,66
“İnsanlara bir
zorluk dokunduğunda, Rablerine yönelerek O'na yakarırlar. Sonra onlara bir
rahmet tattırınca bakarsın ki, içlerinden bir grup Rablerine ortak koşuyor.
Kendilerine verdiklerimize karşı nankörlük etsinler diye. Haydi, yararlanın/zevklenin!
Yakında bileceksiniz.” Rum 33,34
“Hiç kuşkusuz,
mescitler/secdeler Allah içindir. O halde, Allah ile birlikte bir başkasına
yakarmayın/Allah'ın yanında bir başkası için çağrıda bulunmayın.” Cin 18
“De ki: "Ben
ancak Rabbime yakarırım/çağırırım. Ve hiç kimseyi O'na ortak koşmam."”
Cin 20
“Rabbini, öz
benliğinin içinde yalvarıp ürpererek, bağırtılı olmayan bir sesle sabah-akşam
zikret. Sakın gafillerden olma!” A’raf 205
“O halde, Allah'ın yanında bir başka ilaha
daha yalvarma/davet etme. Yoksa azaba uğratılanlardan olursun.” Şuara 213
“Allah, iman edenlerle ilgili olarak da Firavun'un
karısını örnek verdi. Hani, o şöyle demişti: "Ey Rabbim! Benim için katında, cennette bir barınak yap; beni,
Firavun'dan, onun yapıp ettiğinden kurtar; beni zulme sapmış topluluktan da
kurtar."” Tahrim 11
“Şöyle yakardı Mûsa:
"Rabbim! Nefsimle kardeşimden
başkasına söz geçiremiyorum. Artık sapıklar topluluğu ile bizim aramızı
ayır." Allah dedi ki: "Orası onlara kırk yıl haram kılınmıştır.
Yeryüzünde sersem sersem dolaşacaklar. Sen o sapıklar topluluğu için
kederlenme."” Maide 25,26
“Meryem oğlu İsa şöyle yakardı: "Allah’ım, ey Rabbimiz! Üzerimize gökten bir sofra indir de bizim
hem öncekilerimize hem sonrakilerimize bir bayram olsun, senden bir mucize
olsun. Rızıklandır bizi! Rızık verenlerin en hayırlısı sensin!" Allah
dedi ki: "Ben onu üzerinize
indireceğim. Ama bundan sonra küfre sapanınıza öyle bir azapla azap
edeceğim ki, âlemlerden hiç kimseye böyle bir azap yapmamışım."” Maide
114,115
“O'nun dışında
yakardıklarınız, size yardım edemezler. Kendilerine de yardımcı olamazlar.
Onları, hidayete çağırsanız, duymazlar. Onların sana baktıklarını sanırsın.
Oysaki onlar görmezler.” A’raf 197,198
“"Allah'ın
berisinden, sana yarar sağlamayacak ve zarar veremeyecek şeylere yakarma!
Eğer bunu yaparsan mutlaka zalimlerden olursun."” Yunus 106
“Bu arada Nûh, Rabbine
yakardı da dedi ki: "Rabbim,
oğlum benim ailemdendi! Senin vaadin elbette haktır. Sen hâkimlerin, hükmü en
güzel verenisin." Allah buyurdu: "Ey
Nûh! O, senin ailenden değildi. Yaptığı, iyi olmayan bir işti. Hakkında bilgin
olmayan şeyi benden isteme. Cahillerden olmaman hususunda seni uyarırım."
Nûh dedi: "Rabbim! Hakkında bilgim
olmayan şeyi senden istemekten sana sığınırım. Eğer beni affetmez, bana
acımazsan hüsrana uğrayanlardan olurum." Şöyle denildi: "Ey Nûh!
Sana ve seninle beraber olanlardan diğer gruplara bizden bereketler ve bir
selamla aşağıya in. Bazı ümmetler de var, kendilerini önce nimetlendireceğiz
sonra bizden acıklı bir azap hepsini kucaklayacak." İşte bunlar, sana
vahyetmekte olduğumuz gayb haberlerindendir. Bundan önce onları sen de bilmiyordun,
toplumun da... Artık sabırlı ol! Sonuç, takvaya sarılanlarındır.” Hud (45-49). Ayetler
“O yürütüyor sizi karada ve denizde. Diyelim, gemidesiniz: Gemiler, içindekileri latîf bir rüzgârla
götürüyorlar. İçerdekiler ferah ve sevinç duymaktalar. Birden korkunç bir
kasırga geliverdi. Her taraftan dalgalar üzerlerine çullandı. Çepeçevre
kuşatıldıklarını düşünüp dini yalnız Allah'a özgüleyerek duaya koyuldular:
"Eğer bizi şu durumdan kurtarırsan, yemin olsun, sana şükredenlerden
olacağız." Ama Allah onları kurtarınca, hiç vakit geçirmeden yeryüzünde haksızlığa
sapıp azgınlaşırlar. Ey insanlar! Şu iğreti hayatın menfaati için
yaptığınız azgınlık ve taşkınlık yalnız sizin aleyhinizedir. Bir süre sonra
bize döndürüleceksiniz ve yapmakta olduklarınızı size haber vereceğiz.” Yunus
22,23
“Onlara biz zulmetmedik. Ama onlar kendilerine
zulmettiler. Rabbinin emri geldiğinde, Allah'ı
bırakıp da yakardıkları ilahları kendilerine hiçbir yarar sağlamadı.
İlahları onların sadece hasar ve hüsranlarını artırdı.” Hud 101
“Sahip olduğunuz her nimet Allah'tandır. Sonra size bir zorluk/keder dokunduğu zaman
yalnız O'na yakarırsınız.” Nahl 53
“De ki: "O'nun
berisinden bel bağladıklarınızı çağırın; onlar, başınızdaki zorluk ve sıkıntıyı
ne kaldırabilirler ne de değiştirebilirler." O yakarıp durduklarının
kendileri, en çok yakınlık kazanmışları da dahil, Rablerine varmaya vesîle
ararlar; O'nun rahmetini umarlar, O'nun azabından korkarlar. Çünkü Rabbinin
azabı gerçekten korkulasıdır.” İsra 56,57
“Ey insanlar! Size bir örnek verildi; onu dinleyin. O Allah'ın yanında yakarıp durduklarınız
var ya, hepsi bir araya toplansalar bir sinek bile yaratamazlar. Sinek onlardan
bir şey kapacak olsa, bunu bile ondan geri alamazlar. İsteyen de aciz, istenen
de...” Hac 73
“Şöyle yakar:
"Rabbim! Affet, merhamet et! Sen merhametlilerin en hayırlısısın!"”
Müminun 118
“Gerçek dua yalnız
O'na/hak davet yalnız O'nun için yapılır. O'nun dışında yalvarıp davet
ettikleri ise onlara hiçbir şekilde cevap veremezler. Onlar, ağzına ulaşsın
diye iki avucunu suya doğru açan ama suya ulaşamayan birinden başkasına
benzemiyorlar. Küfre sapanların dua ve davetleri, şaşkınlığa dalmaktan başka bir
işe yaramaz.” Ra’d 14
“İnsan, hayra davet eder gibi şerri çağırıyor/insan, hayra duasıyla şerri davet ediyor.
İnsan çok acelecidir.” İsra 11
“De ki: "Duanız/davetiniz
yoksa, Rabbim sizi ne yapsın? Yalanladınız; bu yüzden azap kaçınılmaz
olacaktır."” Furkan 77
“Yanları yataklarından uzaklaşır; korku ve ümitle Rablerine dua ederler. Kendilerine verdiğimiz
rızıklardan da dağıtırlar.” Secde 16
“Nûh şöyle yakardı:
"Rabbim, toplumun beni yalanladı.
Artık benimle onlar arasını iyice aç; beni ve beraberimdeki müminleri
kurtar." Bunun üzerine biz, onu da beraberindekileri de o yüklü
gemide kurtardık. Sonra dışta kalanları boğduk. Bunda elbette bir ibret
var. Ama onların çoğu müminler değildi Kuşkusuz, senin Rabbindir o mutlak Azîz,
mutlak Rahîm.” Şuara (117-122). Ayetler
“İki topluluk birbirini görecek hale gelince, Mûsa'nın
adamları seslendi: "İşte şimdi
yakalandık!" Mûsa dedi: "Hayır,
asla! Rabbim benimledir, bana kılavuzluk edecektir." Bunun üzerine Mûsa'ya,
"Asanla denize vur!" diye vahyettik. Deniz hemen yarıldı, her dalga
kümesi kocaman bir dağ gibi oldu. Ötekileri de oraya yaklaştırdık. Mûsa'yı ve beraberindekileri toptan
kurtardık. Sonra ötekileri boğduk. Bunda elbette bir ibret vardır ama
onların çoğu inanmış kimseler değildi. Ve şüphesiz, senin Rabbindir O mutlak
Azîz, mutlak Rahîm.” Şuara (61-68). Ayetler
“Tâlût, askerleriyle yola çıkınca dedi ki: "Allah
sizi bir ırmakla imtihan edecektir. O halde, ondan içen benden değildir. Ama
onu tatmayan bendendir. Eliyle bir avuç alan kişi başka." Bunun ardından,
pek azı müstesna olmak üzere ondan içtiler. Nihayet o ve onunla beraber iman
edenler ırmağı geçtiklerinde şöyle dediler: "Bugün bizim Câlût'a ve ordusuna karşı hiçbir gücümüz
yoktur." Allah'a kavuşacaklarını düşünenler ise şöyle konuştular:
"Sayıca az nice topluluk vardır ki, sayıca çok nice topluluğa Allah'ın
izniyle galip gelmiştir. Allah sabredenlerle beraberdir." Câlût ve
ordusuyla karşılaştıklarında şöyle
yakardılar: "Ey Rabbimiz, üzerimize sabır yağdır. Ayaklarımızı yere sağlam
bastır. Ve küfre sapanlara karşı bize yardım et." Nihayet Allah'ın izniyle onları bozguna uğrattılar. Ve Dâvud
Câlût'u öldürdü. Ve Allah, Dâvud'a mülk/saltanat ve hikmet verdi. Ve ona
dilediği şeylerden öğretti. Eğer Allah'ın, bazı insanları diğer bazılarıyla savması
olmasaydı, yeryüzü bozguna uğrardı. Ama Allah âlemlere karşı çok lütufkârdır.”
Bakara (249-251). Ayetler
“Eğer siz ona yardım etmezseniz bilin ki, Allah ona zaten
yardım etmişti. Hani, küfredenler onu iki kişinin ikincisi olarak yurdundan
çıkardıklarında, mağarada bulundukları bir sırada arkadaşına şöyle diyordu: "Tasalanma, Allah bizimle!" Bunun üzerine Allah ona sükûnet
indirmiş ve kendisini sizin görmediğiniz ordularla desteklemişti de küfre
sapanların sözünü sefil kılıp alçaltmıştı. Allah'ın sözü ise yüce olanın ta
kendisidir. Allah Aziz'dir, Hakim'dir.” Tevbe 40
“Görmedin mi, Allah geceyi gündüzün içine sokuyor,
gündüzü de gecenin içine sokuyor. Güneş'i ve Ay'ı bir emre boyun eğdirmiş.
Hepsi belirlenmiş bir süreye doğru akıp gidiyor. Kuşkusuz, Allah, yapmakta
olduklarınızdan haberdardır. Bu böyledir; çünkü Allah, Hakk'ın ta kendisidir. O'nun berisinde yalvarıp yakardıkları ise
bâtıldır. Ve Allah Aliyy'dir, yüceliğine sınır yoktur; Kebîr'dir,
büyüklüğüne sınır yoktur.” Lukman 29,30
“Allah, geceyi gündüzün içine sokar, gündüzü de gecenin
içine sokar. Güneş'i ve Ay'ı buyruk altına almıştır. Her biri belirlenen bir
süreye kadar akıp gidiyor. İşte Rabbiniz Allah bu; mülk ve yönetim O'nundur. O'nun berisinden yakardıklarınız ise bir
çekirdek zarına bile hükmedemezler.” Fatır 13
“De ki:
"Allah dışında yakarmakta olduklarınızı gördünüz mü? Gösterin bana, yerden
neyi yarattılar onlar? Yoksa göklerde bir ortaklıkları mı var? Eğer doğru sözlü
kişiler iseniz bundan önceki bir kitap, yahut bir bilgi kalıntısı getirin
bana!" Kıyamet gününe kadar kendisine cevap vermeyecek birilerine,
Allah'ın berisinden yalvarıp durandan daha sapık kim vardır? Ve o yalvardıkları, onların yakarışından
habersizdirler.” Ahkaf 4,5
“Kullar ki, sabredenlerdir, özü-sözü doğru olanlardır,
ilahi huzurda duranlardır, nimet ve imkânlardan başkalarını
yararlandıranlardır; seherlerde,
bağışlanmak için yakaranlardır.” Ali İmran 17
“Allah'ın berisindekilere davet/dua edenler sadece
dişilere/dişileşmiş halde davet/dua ederler. Ve onlar inatçı bir şeytandan
başkasına çağırıp yakarmıyorlar.” Nisa 117
“Biz onların haberlerini sana doğru bir şekilde
anlatacağız. Şu bir gerçek ki onlar, Rablerine iman etmiş bir yiğitler
grubuydu. Ve biz de onların hidayetini artırdık. Kalpleriyle aramızda bir bağ
kurduk/kalplerini dayanıklı kıldık. Kalkıp şöyle dediler: "Rabbimiz, göklerin ve yerin rabbidir. O'ndan başka hiçbir ilaha
yakarmayız. Aksini yaparsak saçma söz söylemiş oluruz. Şunlar, şu kavmimiz
O'ndan başka ilahlar edindiler. Onlar hakkında açık bir kanıt getirselerdi ya!
Yalan düzerek Allah'a iftira edenden daha zalim kim olabilir?!" "Mademki
onlardan ve Allah dışındaki taptıklarınızdan yüz çevirip kenara çekildiniz,
hadi mağaraya sığının ki, Rabbiniz size rahmetinden bir nasip yaysın ve
işinizde size kolaylık ve başarı sağlasın."” Kehf (13-16). Ayetler
“İnsana
bizden bir rahmet tattırıp sonra onu ondan çekip alsak, insan elbette çok
ümitsiz, çok nankör bir hale düşer. Ve eğer ona, kendisine gelip çatan bir
zorluk ve kederden sonra bolluk ve nimet tattırırsak, hiç kuşkusuz şöyle
diyecektir: "Tüm sıkıntı ve kötülükler benden uzaklaşmıştır." Bu
durumda o, bir sevinç şımarığı, bir kendini beğenmiş olur. Sabredip
hayra ve barışa yönelik amel sergileyenler böyle yapmazlar. Bunlar kendileri
için bir yargılama ve büyük bir ödül öngörülen kişilerdir. Hud (9-11). ayetler
NUH
SURESİ TAMAMI - (1-28). AYETLER:
1. Biz, Nûh'u, "Toplumunu,
kendilerine korkunç bir azap gelmeden önce uyar!" diye kavmine
gönderdik.
2. O dedi ki: "Ey toplumum! Hiç kuşkunuz olmasın,
ben sizin için apaçık bir uyarıcıyım."
3. "O halde, Allah'a ibadet edin! O'ndan korkun! Ve
bana itaat edin ki,
4. Allah, günahlarınızı affetsin ve sizi belirli bir
süreye kadar ertelesin. Çünkü Allah'ın eceli geldiğinde ertelenmez. Bir
bilebilseydiniz!"
5. Nûh şöyle yakardı:
"Ey Rabbim! Ben toplumumu gece ve
gündüz davet ettim."
6. "Fakat
çağrım, onların kaçışlarını artırmaktan başka bir işe yaramadı."
7. "Ben
onları, sen kendilerini affedesin diye çağırdıkça, parmaklarını kulaklarına
tıkadılar, elbiseleriyle sarılıp sarmalandılar, inat ve ısrar ettiler ve
kibirlendikçe kibirlendiler."
8. "Sonra
onları daha açık bir biçimde çağırdım."
9. "Daha
sonra bir başka duyuru yönelttim. Ve onları gizli gizli de çağırdım."
10. Ve şöyle dedim: "Rabbinizden
af dileyin! O, bağışlamayı çok sevendir."
11.
"Göğü üzerinize bol bol yağmur taşıyıcı olarak gönderir."
12.
"Sizi, mallar ve oğullarla güçlendirir, size yeşil bahçeler lütfeder. Ve
sizin için nehirler akıtır."
13. "Ne
oluyor size de Allah için bir vakar ümidinde olmuyorsunuz?"
14. "O ki, sizi halden hale/evreden evreye geçirerek
yarattı."
15. "Görmediniz mi, Allah yedi göğü ahenkli bir
bütün olarak nasıl yarattı?"
16. "Ve Ay'ı, bunlar içinde bir nur yaptı ve Güneş'i
bir kandil haline getirdi."
17. "Ve Allah sizi bir bitki olarak yerden
bitirdi."
18. "Sonra sizi yere geri gönderiyor ve sonra bir
çıkarışla tekrar çıkarıyor."
19. "Allah size yeryüzünü bir yaygı yaptı,
20. “Ki ondan geniş yollar edinip de yürüyesiniz."
21. Nûh dedi ki:
"Rabbim! Onlar bana isyan ettiler de malı ve çocuğu kendisine hüsrandan
başka bir artış getirmeyen kişiye uydular."
22. "Çok büyük hileler sergilediler/çok büyük
tuzaklar kurdular."
23. Dediler ki: "İlahlarınızı sakın bırakmayın!
Ved'di, Süva'ı asla bırakmayın! Yeğus'u, Yeuk'u, Nesr'i de bırakmayın!"
24. "Çoklarını
saptırdılar. Sen de o zalimler için şaşkınlıktan başka bir şeyi artırma."
25. Hataları yüzündendir ki boğuldular, ateşe atıldılar.
Kendileri için, Allah dışında yardımcılar bulamadılar.
26. Nûh şöyle yakardı:
"Rabbim! Yeryüzünde, kâfirlerden yurt tutacak/gezip dolaşacak hiç kimse
bırakma!"
27. "Çünkü
eğer sen onları bırakırsan, kullarını saptırırlar ve kötülük üreten nankörden
başkasını doğurmazlar."
28. "Rabbim! Beni, anne-babamı, inanmış olarak evime
gireni, tüm inanmış erkekleri ve inanmış kadınları affet! Zalimlerin de sadece
helâk ve perişanlığını artır!"
MERYEM
SURESİ (1-9). AYETLER:
1. Kâf, Hâ, Yâ, Ayn, Sâd.
2. Rabbinin rahmetinin, Zekeriyya kuluna anılışıdır bu...
3. Hani o, Rabbine
gizli bir sesle seslenmişti de,
4. Şöyle demişti: "Rabbim,
işte karşındayım. Kemik gevşedi bende. İhtiyarlıktan başım beyaz alevle
tutuştu. Sana yakarma konusunda ise Rabbim, hiç bedbaht olmadım."
5. "Ben,
arkamdan gelecek yakınlarımdan endişe ediyorum. Karımsa kısır. O halde,
katından bana bir dost bağışla;
6. Ki hem bana
mirasçı olsun hem de Yakub hanedanına mirasçı olsun. Ve onu hoşnutluğunu
kazanmış bir kul eyle, Rabbim."
7. Ey Zekeriyya! Biz sana bir oğul müjdeliyoruz; adı
Yahya, daha önce ona hiç kimseyi adaş yapmadık.
8. Dedi: "Rabbim, benim için oğul nasıl söz konusu
olur? Karım, doğurganlığını yitirmiştir, bense yaşlılığın gerçekten en ileri
basamağına ulaştım."
9. "Bu budur." dedi. Rabbin şöyle buyurdu: "Onu yapmak benim için çok kolaydır. Nitekim
daha önce de sen hiçbir şey değilken seni yaratmıştım."
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Sema'dan SEMAya DER Kİ: "Lütfen yorum yazmaya üşenmeyin; hepimizin moral ve motivasyona ihtiyacı var :) Ama paylaşımı hiç beğenmediyseniz, üşenmenizi anlayışla karşılayabilirim... Şaka şaka, her yoruma açığım; siz yeter ki yazın..." 😊 💖💖💖