HOŞGELDİM


"HOŞ GELDİNİZ" ve umarım "HOŞ BULARAK" AYRILIRSINIZ... 😊

BU BLOGDAKİ HER ŞEY, KENDİMİZİ "BİRAZ DAHA İYİ HİSSETMEK" AMACIYLA PAYLAŞILIYOR...

KUR'AN'DAN, RUHUMUZA HUZUR VEREN AYETLER; UMUT VE YAŞAMA SEVİNCİ AŞILAYAN ŞİİRLER VE ŞARKILAR; ÖZENLE SEÇİLMİŞ FAYDALI ÖZLÜ SÖZLER VE ALINTILAR; İÇİMİZİ AÇAN HARİKA FOTOĞRAFLAR VE TABLOLAR; YOL GÖSTERİCİ HİKAYE VE MASALLAR; HUZUR VEREN SÖZSÜZ MÜZİKLER (DALGA, MARTI, YAĞMUR, KUŞ, DERE SES KAYITLARI VEYA MOTİVASYON MÜZİKLERİ); ŞİFA VEREN MÜZİKLER vs. vs.

MUTLAKA İÇLERİNDEN BİRİ VEYA BİRKAÇI SİZE DE HİTAP EDECEKTİR; ONLARI KENDİ İYİLİĞİNİZ İÇİN KULLANIN!

HUZURLU OLMAK İÇİN "KİŞİSEL ÇABA ve İSTEK" GEREKTİĞİNİ HEP HATIRLAYALIM ve KENDİ HUZURUMUZU İNŞA ETMEK İÇİN BİR AN EVVEL HAREKETE GEÇELİM İNŞALLAH...

HUZUR BULANLARDAN VE ŞÜKREDENLERDEN OLABİLMEMİZ ÜMİT VE DUASIYLA... 💖

"Huzuru ifade eden şiirlerden mısralar ya da kutsal metinlerden cümleler okumak, zihin yapınıza İYİLEŞTİRİCİ MERHEM etkisi yapar." Norman Vincent Peale


8 Nisan 2019 Pazartesi

MEVLANA'YA AİT SANILAN ŞİİR - SU GİBİ - MUAMMER ERKUL - SU GİBİ OL

Çoğu yerde Celaleddin-i Rumi’ye atfedilerek ve şiir şeklinde paylaşılan aşağıdaki güzel yazı, saatler boyu yaptığım araştırmalar sonucunda emin oldum ki Muammer Erkul’a ait bir çalışmadır. İnternetteki bilgi kirliliğine engel olmak ve emek sahibinin hakkını kendisine teslim etmek, her türlü yorgunluğa değer elbette…

SU GİBİ

Şimdi sen “su” olduğunu düşün. Su kadar özel, su kadar faydalı ve su kadar çok, tükenmez… İnanıyorum ki gerçekten de öylesin. Ama ister çeşmelerden dökül, ister göklerden yağ, ister nehirler dolusu ak; dibi olmayan bir kovayı dolduramazsın. Yani seni dinlemeyenlere sesini duyuramazsın…

Unutma; daha çok bağırdığında daha çok dinlenmezsin… Gürültünün parçası olursun sadece!
Suyun yanında olanlar, suyu en az içenlerdir. Çünkü “Su nasılsa burada, lüzum yok ki suyu kana kana içmeye” diye düşünürler… Aynen, sesini sürekli duyanların seni dinlemedikleri gibi!
Ormandaki hiçbir hayvan, ırmağın gürültüler koparan yerinden su içmeye çalışmadı şimdiye kadar. Hepsi, sabahın en sakin anını bekledi hep; suyun durgun yerlerini bulabilmek için. Gittiler ve sakin sakin ihtiyaçlarını giderdiler; onlar için en uygun olan, kendi istedikleri zamanda…

Sen, hep bir su olduğunu düşün. Su gibi güzel, su gibi yararlı, su gibi vazgeçilmez… Ve su gibi hayat kaynağı olduğunu düşün. Ama su gibi yaşatıcı ol; su gibi yıkıcı, sürükleyici ve öldürücü değil! Sen bir su ol… Ama rahmet ol, afet değil! Su isen tarlalarını basma insanların, yuvalarını yıkma, ocaklarını söndürme; sana “felaket” denmesin!

Su isen bir bardağa sığabil ki, damarlara giresin! Su; yüce Mevla’nın insanlar için yarattığı en büyük nimetlerden biri… Unutma suya benzediğini. Su gibi özel, su gibi güzel, su gibi faydalı, su gibi lüzumlu ve su gibi bitmez-tükenmez olduğunu da unutma.
Ayrıca su gibi sakin olabileceğin gibi, su gibi de “kıyametler” koparıcı olabileceğini unutma… Unutma; senin işin rahmet olmak, afet değil! Vadiler varken önünde ve ovalar varken yayılabileceğin; küçük ırmaklara ayırabiliyorsan kendini ve bardaklara bölebiliyorsan, hayat verirsin çevrene. Ve yaşayabilirsin dünya dönmesine devam ettiği müddetçe. Yoksa hep duyulmayan, dinlenmeyen; korkulan ve kaçılan olursun seller, afetler gibi. Tercih elindeydi hep ve hep de “senin” ellerinde olacak…

Ya tutmayı öğreneceksin dilini veya hiç durmadan konuştuğun için, sadece bomboş ve anlamsız sesler çıkartan birisi olduğunu zannettireceksin çevrendeki insanlara! Ama yapman gereken şu değil mi; düşüneceksin ne zaman ne söyleyeceğini. Düşüneceksin kimin dinleyip dinlemediğini, kimin anlayıp, anlamadığını. Düşüneceksin anlatmak istediklerinin ne kadarını anlatabildiğini… Hatta anlayanların anladıklarının da, senin anlattıklarının ne kadarı olduğunu düşüneceksin…

Ve konuşmak için en uygun zamanı bekleyecek, en az ama en uygun kelimeleri seçmeye çalışacaksın Ahmak olmayan yolcuların, önceden aldıkları biletleri ceplerinde olduğu halde, saatlerini kontrol ederek, vakit yaklaştığında, vapurun kalkacağı iskelede hazır olmaları gibi, sen de fikrini bindireceğin kişinin “kıyıya yanaşmasını” bekleyeceksin!

Demeyeceksin; “Ben canım isteyince giderim iskeleye, vapur da o saniyede gelmek zorunda!”
Demeyeceksin; “Ben aklıma geleni aklıma geldiği biçimde söylerim. Karşımdaki de değil duymak, değil dinlemek, anlattığımdan bile fazlasını anlamak zorunda!”

Keşke öyle olsaydı. Keşke haklı olsaydın, ama maalesef değil…

Ağzını açıp “Şelaleden dökülen suyu” içmeye çalışan bir tavşan gördün mü hiç? Veya önüne çıkan ağaçları dahi sürükleyen bir selden susuzluk gidermeye uğraşan bir ceylan? Kaplanlar bile içebilmek için suyun durulmasını bekler; beyni olan her yaratık gibi! Hadi… Sen şimdi “su olduğunu” düşün ve kendini “su gibi” hisset…

Su gibi özel, su gibi güzel, su gibi berrak, su gibi yararlı… Su gibi hayat kaynağı ve su gibi bitmez-tükenmez olduğunu hatırla… Ama yine su gibi “bir küçük bardağın içine” sığdır ki kendini; girebilmeyi öğren insanların damarlarına. Hayat ver… Vazgeçilmez ol!!..

Muammer Erkul

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Sema'dan SEMAya DER Kİ: "Lütfen yorum yazmaya üşenmeyin; hepimizin moral ve motivasyona ihtiyacı var :) Ama paylaşımı hiç beğenmediyseniz, üşenmenizi anlayışla karşılayabilirim... Şaka şaka, her yoruma açığım; siz yeter ki yazın..." 😊 💖💖💖