HOŞGELDİM


"HOŞ GELDİNİZ" ve umarım "HOŞ BULARAK" AYRILIRSINIZ... 😊

BU BLOGDAKİ HER ŞEY, KENDİMİZİ "BİRAZ DAHA İYİ HİSSETMEK" AMACIYLA PAYLAŞILIYOR...

KUR'AN'DAN, RUHUMUZA HUZUR VEREN AYETLER; UMUT VE YAŞAMA SEVİNCİ AŞILAYAN ŞİİRLER VE ŞARKILAR; ÖZENLE SEÇİLMİŞ FAYDALI ÖZLÜ SÖZLER VE ALINTILAR; İÇİMİZİ AÇAN HARİKA FOTOĞRAFLAR VE TABLOLAR; YOL GÖSTERİCİ HİKAYE VE MASALLAR; HUZUR VEREN SÖZSÜZ MÜZİKLER (DALGA, MARTI, YAĞMUR, KUŞ, DERE SES KAYITLARI VEYA MOTİVASYON MÜZİKLERİ); ŞİFA VEREN MÜZİKLER vs. vs.

MUTLAKA İÇLERİNDEN BİRİ VEYA BİRKAÇI SİZE DE HİTAP EDECEKTİR; ONLARI KENDİ İYİLİĞİNİZ İÇİN KULLANIN!

HUZURLU OLMAK İÇİN "KİŞİSEL ÇABA ve İSTEK" GEREKTİĞİNİ HEP HATIRLAYALIM ve KENDİ HUZURUMUZU İNŞA ETMEK İÇİN BİR AN EVVEL HAREKETE GEÇELİM İNŞALLAH...

HUZUR BULANLARDAN VE ŞÜKREDENLERDEN OLABİLMEMİZ ÜMİT VE DUASIYLA... 💖

"Huzuru ifade eden şiirlerden mısralar ya da kutsal metinlerden cümleler okumak, zihin yapınıza İYİLEŞTİRİCİ MERHEM etkisi yapar." Norman Vincent Peale


13 Nisan 2019 Cumartesi

İNTİHARDAN VAZGEÇİREN DOKTOR VE ÖRNEK VAKA - İYİ HİSSETMEK - DR. DAVİD BURNS - TAVSİYE KİTAPLAR

Herhangi bir intihar girişimini engelleyebilmek için, umutsuzluğunuzun ardındaki mantıksızlığı bir an önce ortaya çıkarmak çok önemlidir

Depresif olduğunuzda, duyguları gerçeklerle karıştırma eğilimindesinizdir. Ümitsizlik ve tamamen umudunu yitirme, gerçeklerin değil, sadece depresif bir rahatsızlığın belirtisidir. Eğer ümitsiz olduğunuzu düşünüyorsanız, doğal olarak böyle hissedersiniz. Duygularınız yalnızca düşüncelerinizin mantıksız kalıbını izleyecektir.

İntihar eğilimli bir kişiyle konuşurken, niye böyle hissettiğini bulmaya çalışırım. "Kendini öldürmek istemendeki güdün nedir? Hayatında, çözümü mümkün olmayan hangi korkunç problem var?" diye sorabilirim. Sonra da bu kişinin, intihar dürtüsünün ardındaki “mantıksız gerçeği” olabildiğince çabuk ortaya çıkarması için ona yardımcı olurum. Daha gerçekçi düşünmeye başladığında, ümitsizliği ve hayatına son verme isteği kaybolacak ve yaşama isteği duyacaktır. Yani, ben bu kişilere ölüm değil mutluluk tavsiye ediyorum ve bunu en çabuk nasıl başarabileceklerini gösteriyorum! Bunun nasıl yapılabildiğini bir örnek vaka ile görelim şimdi:

Geçmişe bakınca, hayatınızın, gençliğinizdeki o yıldızlı beklentilere kıyasla çok da iyi bir durumda olmadığı sonucuna varabilirsiniz. Buna “orta yaş krizi” de denir. Hayatta, beklentilerinize ve planlarınıza kıyasla neyi başardığınızı gözden geçirdiğiniz zamandır. Bu krizi başarıyla atlatamazsanız, hissettiğiniz yoğun bir acı ve derin hayal kırıklığı yüzünden intihara teşebbüs edebilirsiniz. Tabii ki yine, sorunun gerçeklikle uzaktan yakından ilgisi yoktur. Aslında tüm gürültü, çarpıtılmış düşüncelerden kopmuştur.

Louis, İkinci Dünya Savaşı sırasında Avrupa'dan Amerika'ya göçmüş elli yaşlarında, evli bir kadındı. Ailesi onu muayenehaneme, neredeyse 'başarılı olduğu', hiç beklenmeyen bir intihar girişiminin ardından yatırıldığı yoğun bakım ünitesinden çıktıktan bir gün sonra getirdi. Aile, onun şiddetli bir depresyon geçirdiğinin farkında değildi ve bu ani intihar girişimi tamamen bir sürpriz olmuştu.

Louis ile konuştuğumda bana, hayatının, beklentileri ile örtüşmediğini söyledi. Hiçbir zaman bir genç kızken hayal ettiği o neşe ve tatmini bulamamıştı. Yetersizlik hissinden yakınıyordu ve insan olarak bir başarısızlık örneği olduğunu söylüyordu. İkinci bir girişimi önlemek için acil bir müdahale gerektiğine inandığımdan, kendi kendine söylediklerinin mantıksızlığını ona hızla gösterebilmek için bilişsel teknikler kullandım. Ondan; bana önce, yaşamaya değecek bir başarı elde etmediği inancını test etmek üzere, hayatta başardığı şeylerin bir listesini yapmasını istedim.

Loise:

“Eee, ikinci Dünya Savaşı sırasında ailemin Nazi vahşetinden kaçmasına ve bu ülkeye yerleşmesine yardım ettim. Ayrıca, büyürken beş dili akıcı olarak konuşmayı öğrendim. Amerika'ya geldiğimizde aileme yetecek parayı kazanmak için kötü bir işte çalıştım. Eşim ve ben harika bir oğul yetiştirdik, o da üniversiteyi bitirdi ve şimdi başarılı bir işadamı. İyi bir aşçıyım, sanırım iyi bir anne olmanın yanı sıra, torunlarım da iyi bir büyükanne olduğumu düşünüyorlar. Bunlar, hayatta başardığımı düşündüğüm şeyler.”

David: “Bütün bunların ışığında, bana hala nasıl hiçbir şey başarmadığını söylüyorsun?”

Loise:

Bakın, ailemdeki herkes beş dil konuşuyor. Avrupa'dan kaçış, hayatta kalmak içindi. İşim sıradandı ve herhangi bir özel yetenek gerektirmiyordu. Ailesini büyütmek, iyi bir annenin görevi ve her iyi ev kadını yemek pişirmeyi öğrenmeli. Bunlar, yapmak zorunda olduğum ya da herkesin yapabileceği şeyler olduğu için gerçekten başarı sayılmazlar. Hepsi sıradan; işte bu yüzden intihar etmeye karar verdim. Hayatım yaşamaya değmez.”

Louis'in, hakkındaki her şey için "bu sayılmaz" diyerek kendini gereksiz yere üzdüğünü fark ettim. "Olumluyu geçersiz kılmak" denilen bu yaygın zihinsel çarpıtma, onun asıl düşmanıydı. Louis sadece yetersizliklerine ve hatalarına odaklanmıştı ve başarılarının bir anlamı olmadığında ısrar ediyordu. Başarılarınızı bu şekilde küçültürseniz, "değersiz bir sıfır" olduğunuza dair zihinsel bir yanılsama yaratırsınız.

Zihinsel hatasını bariz bir şekilde görebilmesi için, Louis'e "rol yapma"yı teklif ettim. Ona, benim depresyondaki bir psikiyatristi oynayacağımı; kendisinin de, benim niye bu kadar depresif olduğumu bulacak olan terapistim olacağını söyledim.

Loise (terapist): “Kendinizi niye depresyonda hissediyorsunuz, Dr. Burns?”

David: (depresif psikiyatrist): “Eee, hayatta hiçbir şey başarmadığımı fark ediyorum.”

Loise: “Hiçbir şey başarmadığınızı hissediyorsunuz, öyle mi? Bu mantıklı gelmiyor. Bir şeyler başarmış olmalısınız. Örneğin, birçok hasta ile ilgileniyorsunuz ve araştırmalarınız hakkında makaleler basıp, konferanslar verdiğinizi anlıyorum. Bu kadar genç yaşta birçok şey başarmışsınız gibi görünüyor.”

David: “Hayır. Bunların hiçbiri sayılmaz. Bilirsiniz, hastalarıyla ilgilenmek her hekimin görevidir. Yani, bu sayılmaz. Sadece yapmam gerekeni yapıyorum. Dahası, araştırma yapmak ve sonuçlarını yayımlamak benim üniversitedeki görevim. Yani bunlar gerçek başarılar değil. Bütün fakülte üyeleri bunu yapıyor ve araştırmam çok da önemli değil. Fikirlerim çok sıradan. Hayatım başlı başına fiyasko.”

Loise (gülerek, artık terapist değil): “Görüyorum ki ben kendimi son on yıldır bu şekilde eleştirmişim.”

David: (tekrar terapist olarak): “Şimdi, başardığın şeyleri düşündüğünde, sürekli kendine "bu sayılmaz" demek, nasıl hissettiriyor?”

Loise: “Kendime bunu söylediğimde depresif hissediyorum.”

David: “Peki, yapmak istediğin ama yapamadığın şeyleri düşünüp; yaptığın, ciddi bir gayret ve kararlılık sonucu olan ve iyi sonuçlanmış şeyleri göz ardı etmen ne kadar mantıklı?”

Lolse: “Hiç mantıklı gelmiyor.”

Bu müdahalenin sonucunda, Louise kendini sürekli olarak "Yaptıklarım yeterince güzel değil" diyerek altüst ettiğini görebildi. Kendine bunu yapmasının ne kadar yanlış olduğunu anladığında, ani bir duygusal rahatlama hissetti ve İNTİHAR İSTEĞİ KAYBOLDU. Louise, hayatta ne başarırsa başarsın, kendisini altüst etmek istediğinde her zaman geriye bakıp "yeterli değilmiş" diyebileceğini fark etti. Bu, ona problemin gerçekçi olmadığını ama sadece düştüğü bir zihinsel tuzak olduğunu gösterdi. Rol değişimi onda bir çeşit eğlence ve gülümseme yaratmıştı. Espri anlayışının tetiklenmesi, özeleştirisinin ne kadar saçma olduğunu görmesine yardımcı oldu ve çok ihtiyacı olan kendine yönelik bir şefkat duygusu yarattı.

Depresif olduğunuzda, duyguları gerçeklerle karıştırma eğilimindesinizdir. Ümitsizlik ve tamamen umudunu yitirme, gerçeklerin değil, sadece depresif bir rahatsızlığın belirtisidir. Eğer ümitsiz olduğunuzu düşünüyorsanız, doğal olarak böyle hissedersiniz. Duygularınız yalnızca düşüncelerinizin mantıksız kalıbını izleyecektir. Yalnızca, yüzlerce depresif hastayı tedavi etmiş bir uzman, iyileşmeniz için anlamlı bir tedavi uygulayabilir durumda olacaktır. İntihar dürtünüz sadece tedavi ihtiyacınızın bir göstergesidir. Yani, umutsuz olduğunuza dair inancınız, aslında öyle olmadığınızı kanıtlar. İntihar değil, terapi gerekmektedir. Genellemeler yanıltıcı olabilmekle birlikte, kendime şunu ilke edinmişimdir: Kendini ümitsiz hisseden hastalar aslında asla ümitsiz değillerdir.

Umutsuzluk, depresif rahatsızlığın en garip durumlarından biridir.

Aslında, çok iyi prognozu (iyileşme şansı) olan ağır depresyonlu hastaların umutsuzluk derecesi, prognozu(iyileşme şansı) kötü olan ölümcül bir hastalığa sahip kişilerinkinden genellikle daha fazladır. Herhangi bir intihar girişimini engelleyebilmek için, umutsuzluğunuzun ardındaki mantıksızlığı bir an önce ortaya çıkarmak çok önemlidir. Hayatınızda çözümü mümkün olmayan bir sorun olduğuna inanıyor, çıkışı olmayan bir tuzağa yakalandığınızı hissediyor olabilirsiniz. Bu aşırı bir endişeye ve hatta tek çıkış yolu olarak gördüğünüz, kendinizi öldürme dürtüsüne bile yol açabilir. Tam olarak nasıl bir tuzağın içinde olduğuna bakarak bir hastayla görüştüğüm her seferde hastanın bir yanılsama içinde olduğunu görmüşümdür. Bu durumda, kötü bir büyücü gibisinizdir ve zihinsel büyüyle, cehennemi bir yanılsama yaratırsınız. İntihara ait düşünceleriniz mantıksız, çarpıtılmış ve hatalıdır. Çektiğiniz acıların nedeni gerçekler değil, çarpıtılmış düşünceleriniz ve yanlış varsayımlarınızdır. Aynanın arkasına bakmayı öğrendiğinizde, kendinizi kandırdığınızı göreceksiniz ve intihar dürtünüz kaybolacak.

Depresif ve intihar eğilimli hastaların "gerçek" sorunları olmadığını söylemek çok safça olurdu. Hepimizin ekonomik, kişilerarası ilişkiler, sağlık, vs. gibi gerçek sorunları vardır. Bu tür zorluklar, intihar olmadan mantıklı bir şekilde çözülebilir. Aslında bu şekilde meydan okumalarla başa çıkmak, duygu durumunuzu yükseltir ve kişisel gelişiminize katkıda bulunur. Dahası, gerçek sorunlar sizi az bile olsa depresifleştiremez. Yalnız çarpıtılmış düşünceler, geçerli umutlarınızı ve özgüveninizi sizden çalabilir. Bugüne kadar, bir depresif hastada hiç intiharı gerektirecek, "gerçek" bir sorun görmedim.

Sema'dan SEMAya NOT: Kitapta, Holly adında genç bir kızın yıllar boyu yaşadığı depresyon ve intihar girişimleri sonrası Dr. David Burns tarafından nasıl tedavi edildiği, uzun uzun ve çok etkili bir dille anlatılıyor. Yayıncının hakkına fazlaca tecavüz etmemek adına buraya ekleyemedim ama okumanızı mutlaka tavsiye ederim. 

Aynı kitabın daha ayrıntılı ve çözümleri de içeren başka bir bölümünü okumak için buraya tıklayınız. (ON MADDELİK BİLİŞSEL-ZİHİNSEL ÇARPITMA LİSTESİ)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Sema'dan SEMAya DER Kİ: "Lütfen yorum yazmaya üşenmeyin; hepimizin moral ve motivasyona ihtiyacı var :) Ama paylaşımı hiç beğenmediyseniz, üşenmenizi anlayışla karşılayabilirim... Şaka şaka, her yoruma açığım; siz yeter ki yazın..." 😊 💖💖💖