Bunun, Allah'tan gelen bir emir olduğuna inanan adam, ertesi sabah kayayı itmeye başlar. Daha ertesi gün ve izleyen haftalar, güneşin doğuşundan batışına kadar taşı itip durur. Aylar süren uğraşı sırasında, kaya yerinden bile kımıldamaz. Adam gece kulübesine yorgun argın dönerken, gününün boşa geçtiğini düşünüyordur artık...
Onun şevkinin kırıldığını hisseden şeytan, kalbine vesveseler vermeye başlar:
Ve kararını, duâsında Allah'a bildirir:
Gaipten bir ses şefkatle cevap verir:
Hatasını anlayan genç, ertesi gün kendi görevinin kayayı yerinden oynatmak değil, onu var kuvvetiyle itmek olduğunu düşünerek, verilen görevi yerine getirir. İkinci gün, üçüncü gün, derken, kaya birden yerinden kımıldar. O zaman kayayı yerinden kımıldatanın, kendisi değil Allah olduğunu anlar. Biraz daha uğraştığında, kaya biraz daha oynar ve kenara yuvarlanır. Altından da kendisine ömür boyu yetecek kadar büyük bir hazine çıkar..."
"Yukarıdaki öyküyü daha önce okumuş olmama rağmen, geçenlerde katıldığım bir dost buluşmasında yeniden hatırlayınca, ilk kez duyuyormuşcasına etkilendim. Bilmek ile idrak etmek farklı çünkü. Bilginin, inancı beslemek ve doğru biçimlendirmek için vazgeçilmezliği şüphesiz. Ve bazen bilgiyi mucizevi kılan, onun tam da ihtiyacınız olduğu anda karşınıza çıkması ve idrak edilmesi. Bunun hikmetten bir cüz olduğuna inanan biri olarak; bildiğimiz, yanı başımızda duran pek çok detayın veya okuduğumuz bir öykünün, dinlediğimiz bir sohbetin veyahut hayatımızın kıyısından teğet geçen herhangi birinden duyduğumuz bir cümlenin, bazen ne büyük mânâlar ifade edeceğini bilirim. İnsan olarak, hangi rol ve kimlikler içinde hayatımızı idâme ettiriyor olursak olalım, bazen, büyük bir heves ve ümitle başladığımız şeylere olan inancımızın, zayıfladığını görüp sarsılırız. Ne zaman böyle duygulara kapılsak, baktığımız yerden gördüklerimiz, canımızı yakar. Aslında, gördüklerimiz yanlış değildir; baktığımız noktadan, bundan gayrısını görmek mümkün değildir çünkü... Ancak yanlış taraftan baktığımızı fark ettiğimizde, manzara tamamen değişir. Şeytanın "bak" dediği yerden görmek ile, Allah'ın "bak" dediği yerden görmek arasında, adına "hakîkat" denilen küçük (!) bir fark vardır vesselam..."
“Özgüven yaratmak ya da hak etmek için özellikle değerli bir şey yapmak durumunda değilsiniz; tüm yapmanız gereken şey, o eleştirel, nutuk çeken içsel sesi kapatmanızdır.” David Burns
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Sema'dan SEMAya DER Kİ: "Lütfen yorum yazmaya üşenmeyin; hepimizin moral ve motivasyona ihtiyacı var :) Ama paylaşımı hiç beğenmediyseniz, üşenmenizi anlayışla karşılayabilirim... Şaka şaka, her yoruma açığım; siz yeter ki yazın..." 😊 💖💖💖