KADINLARIN DEPRESYONA YAKALANMA OLASILIĞI, ERKEKLERİNKİNDEN İKİ KAT FAZLA OLMAK ZORUNDA MI? YA ONLARIN UYGULADIĞI YÖNTEMİ BİZLER DE ÖĞRENİRSEK! 😉
“Öğrenilmiş iyimserlik, kendinize olumlu şeyler söylemekten ibaret değildir. Önemli olan, başarısız olduğunuzda neler DÜŞÜNDÜĞÜNÜZ ve OLUMSUZ DÜŞÜNMEMENİN GÜCÜnü kullanmanızdır. Yaşamın hepimize gösterdiği aksaklıkları yaşadığınızda KENDİNİZE SÖYLEDİĞİNİZ YIKICI ŞEYLERİ DEĞİŞTİRMEK, iyimserliğin merkezindeki beceridir.” Martin Seligman
Kadınların depresyona yakalanma olasılığı, erkeklerinkinden İKİ KAT FAZLADIR çünkü ortalama olarak kadınlar, sorunları hakkında DEPRESYONU BÜYÜTECEK ŞEKİLDE DÜŞÜNÜRLER.
Erkekler, derinlemesine
düşünmek yerine HAREKETE GEÇME eğilimindedirler oysa kadınlar,
depresyonları konusunda UZUN UZUN DÜŞÜNÜR, onu ÇÖZÜMLEMEYE ve KAYNAĞINI BELİRLEMEYE
çalışırlar. Psikologlar, bu takıntılı ÇÖZÜMLEME SÜRECİNE, “DÜŞÜNCEYE
DALMA” derler.
Bu sözcüğün İngilizcedeki
birincil anlamı, “geviş getirmek”tir. Bu düşünceye dalan
insanların yaptığı şey; sığır, koyun ve keçi gibi hayvanların geviş getirmesiyle
aynı gibidir!
“Açıklama tarzı”; olayların
olma nedenlerini kendinize açıklarken kullanmayı alışkanlık haline
getirdiğiniz tarzdır. “Kötümser açıklama tarzı”yla bir
araya gelen “düşünceye dalma”, şiddetli depresyonun baş
sebebidir. İyi haber şu ki, “kötümser açıklama tarzı” ve “düşünceye dalma”,
kalıcı olarak değiştirilebilir. Bilişsel terapi, iyimser bir “açıklama tarzı”
yaratabilir ve düşünceye dalmayı azaltabilir.
“Kadınların neden erkeklerden
iki kat daha fazla oranda depresyona girdiklerini açıklamak için üç kuram
ortaya atılmıştır ve bunların en önemli olanı, düşünceye dalmayla İlgİlİdİr.
Bu görüşe göre; bela kendini gösterdiğinde, kadınlar DÜŞÜNÜR,
erkekler ise EYLEMDE BULUNURLAR. Bir
kadın işinden atıldığı zaman, neden atıldığını bulmaya çalışır; kara
kara düşünür, aynı olayları TEKRAR TEKRAR yaşar. İşinden
atılan bir erkek ise, HAREKETE GEÇER: Sarhoş olur, birini döver ya
da başka bir şekilde DİKKATİNİ DAĞITARAK bu
konuyu DÜŞÜNMEZ. Hatta neyin ters gittiğini
düşünme zahmetine bile girmeden hemen çıkıp yeni bir iş aramaya başlayabilir.
Depresyon bir DÜŞÜNCE
BOZUKLUĞUYSA (ki öyledir); “kötümserlik” ve “düşünceye dalma”, onu KÖRÜKLER. “Çözümleme”
eğilimi, depresyonu besler. “Eylemde bulunma” eğilimi, depresyonu kırar. Depresyonun
kaynağı konusunda düşüncelere dalan kadın, yalnızca daha fazla depresyona
girecektir; öte yandan, DEPRESYONA TEPKİ OLARAK HAREKETE
GEÇEN erkek, depresyonu büyük olasılıkla sona erdirebilir.
Düşünceye dalma kuramının
yaratıcısı Susan Nolen-Hoeksema’nın bulgularına göre; kadınlar depresyonda
oldukları zaman, ne yapmaları
gerektİğİnİ DEĞİL DE, ne yaptıklarını
değerlendirirken, çoğunluk “Ruh halimi çözümlemeye çalıştım” ya da “Neden
kendimi böyle hissettiğimi bulmaya çalıştım” demiştir. Öte yandan erkeklerin
çoğunluğu, spor yapmak ya da müzik aleti çalmak gibi, ZEVK ALDIKLARI BİR ŞEY
YAPTIKLARINI söylemiş ya da “Ruh halime kafayı takmamaya karar
verdim” demişlerdir.
ŞİMDİ BİR ÇÖZÜM ÖNERME ZAMANI
GELDİ:
Bir ip cambazı olsaydınız, ipin
üzerinde yürüdüğünüz sırada, “düşerseniz ne olacağını düşünmek” pek iyi bir
fikir olmazdı. Bunu, düşmemek için sahip olduğunuz tüm beceriye gereksinim
duyduğunuz bir anda değil de, başka bir zaman düşünmeniz daha iyi olabilir.
Patronun kaşlarını çatmasının
olası en kötü sonuçları konusunda KARA KARA DÜŞÜNMEK, sizi daha iyi bir duruma
getirir mi? Yoksa bu öğleden sonra yapacağınız önemli sunuma dikkatinizi
vermenize engel mi olur? Demek ki, dikkatinizi
olumsuz düşüncelerinizden başka bir şeye vermelisiniz.
Bunu başarmanın üç yolu vardır.
Bunların hepsi de KOLAY ama ETKİLİ yöntemlerdir:
1) Kolunuza bir parça bant
yapıştırmak ya da yüzünüze soğuk su çarpmak gibi FİZİKSEL AÇIDAN DİKKATİNİZİ
DAĞITACAK BİR ŞEY yapın ve bunu yaparken kendinize “DUR!” deyin.
(Sema’dan SEMAya Not: Bir “paket
lastiği”ni bileğinize takıp hafifçe çekip bıraktığınızda yaşadığınız minik acı,
fiziksel açıdan dikkatinizi dağıtabiliyor ve o sırada olumlu başka bir şeyle
ilgilenmek işe yarıyor, tavsiye ederim.)
2) Sorun üzerinde düşünmek için
BELLİ BİR ZAMAN BELİRLEYİN. Bu, aynı günün akşamı yarım saat ya da size uyan
herhangi bir zaman dilimi olabilir. Düşünceye dalmaya başladığınızda kendinize,
“Dur! Bu konuyla akşam yedi buçukta ilgileneceğim” deyin. Kaygı veren
düşüncelerin kafanızın içinde dönüp durması süreci, size bir tür işkence gibi
gelse de, belli bir amaca hizmet eder: Ele almanız gereken bir konuyu
unutmanızı ya da göz ardı etmenizi engeller. Ancak meseleyi yeniden düşünmek
üzere bir zaman ayarlarsak, kara kara düşünmemiz için bir neden kalmaz
çünkü psikolojik açıdan, bu artık gerekli değildir.
3) Sorun yaratan düşünceleri, aklınıza geldikleri anda YAZIN! Artık
zamanı geldiğinde bunlara çaresizlik içinde değil, bilerek ve isteyerek geri
dönebilirsiniz. İkinci dikkat dağıtma tekniği gibi bu da, kara kara düşünmenin
var olma nedenini ortadan kaldırır.
“İşler ters gittiğinde aklınızdan geçenler, duvara çarptığınızda kendinize söyledikleriniz, bundan sonra ne olacağını belirler. Pes mi edeceksiniz, yoksa işleri yoluna koymaya mı başlayacaksınız? Bir terslikle karşılaşmak her zaman, ters giden şeylerle ilgili DÜŞÜNCELERİNİZİ, AÇIKLAMALARINIZI ve YORUMLARINIZI HAREKETE GEÇİRİR. Karşımıza bir terslik çıktığında İLK YAPTIĞIMIZ şey, ONU AÇIKLAMAYA ÇALIŞMAKTIR. Kendi kendimize tersliği yorumlarken yaptığımız açıklamalar, bir sonraki adımımız üzerinde çok önemli bir etkiye sahiptir çünkü DUYGULAR doğrudan, DÜŞÜNDÜĞÜMÜZ ŞEYLERDEN gelir. “Tehlikedeyim” diye düşünürseniz, kaygı duyarsınız. “Hakkım yeniyor” diye düşünürseniz, öfkelenirsiniz. Bir “kayıp” düşündüğünüzde ise, üzülürsünüz. Peki, bir terslik karşısında devreye giren farklı düşüncelerin sonuçları nelerdir? Açıklayıcı düşüncelerimiz, “Hepsi benim suçum”, “Bu hep böyle kalacak”, “Yaptığım her şeyi etkileyecek” gibi kişisel, kalıcı ve yaygın açıklamalar şekline girdiği zaman, PES EDER ve HAREKETSİZ KALIRIZ. Açıklamalarımız, bunların tam tersi olduğunda ENERJİ KAZANIRIZ. Düşüncelerimizin sonuçları, yalnızca eylemler değil, DUYGULARDIR.” Martin Seligman
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Sema'dan SEMAya DER Kİ: "Lütfen yorum yazmaya üşenmeyin; hepimizin moral ve motivasyona ihtiyacı var :) Ama paylaşımı hiç beğenmediyseniz, üşenmenizi anlayışla karşılayabilirim... Şaka şaka, her yoruma açığım; siz yeter ki yazın..." 😊 💖💖💖