HOŞGELDİM


"HOŞ GELDİNİZ" ve umarım "HOŞ BULARAK" AYRILIRSINIZ... 😊

BU BLOGDAKİ HER ŞEY, KENDİMİZİ "BİRAZ DAHA İYİ HİSSETMEK" AMACIYLA PAYLAŞILIYOR...

KUR'AN'DAN, RUHUMUZA HUZUR VEREN AYETLER; UMUT VE YAŞAMA SEVİNCİ AŞILAYAN ŞİİRLER VE ŞARKILAR; ÖZENLE SEÇİLMİŞ FAYDALI ÖZLÜ SÖZLER VE ALINTILAR; İÇİMİZİ AÇAN HARİKA FOTOĞRAFLAR VE TABLOLAR; YOL GÖSTERİCİ HİKAYE VE MASALLAR; HUZUR VEREN SÖZSÜZ MÜZİKLER (DALGA, MARTI, YAĞMUR, KUŞ, DERE SES KAYITLARI VEYA MOTİVASYON MÜZİKLERİ); ŞİFA VEREN MÜZİKLER vs. vs.

MUTLAKA İÇLERİNDEN BİRİ VEYA BİRKAÇI SİZE DE HİTAP EDECEKTİR; ONLARI KENDİ İYİLİĞİNİZ İÇİN KULLANIN!

HUZURLU OLMAK İÇİN "KİŞİSEL ÇABA ve İSTEK" GEREKTİĞİNİ HEP HATIRLAYALIM ve KENDİ HUZURUMUZU İNŞA ETMEK İÇİN BİR AN EVVEL HAREKETE GEÇELİM İNŞALLAH...

HUZUR BULANLARDAN VE ŞÜKREDENLERDEN OLABİLMEMİZ ÜMİT VE DUASIYLA... 💖

"Huzuru ifade eden şiirlerden mısralar ya da kutsal metinlerden cümleler okumak, zihin yapınıza İYİLEŞTİRİCİ MERHEM etkisi yapar." Norman Vincent Peale


30 Aralık 2016 Cuma

JUDİTH MALİKA LİBERMAN - OKULDA NE ÖĞRENDİN? - MASAL TERAPİ - MASALLARLA KİŞİSEL GELİŞİM - BÜYÜKLERE MASALLAR




 OKULDA NE ÖĞRENDİN?

Jess okuldan nefret ediyordu. Bütün bir hafta boyunca aynı yerde oturmak, konuşmadan dinlemek ve sonu gelmeyen ödevler canına tak etmişti. Annesine, “Bu daha ne kadar devam edecek?” diye sordu. Aldığı cevap üzücüydü, “Yıllarca” dedi annesi. “Öyleyse yeter, oraya geri dönmeyeceğim. Bana doğruyu söyle, ortaokuldayken hiç işine yarayan bir şey öğrendin mi?”

“Şey, elbette bir sürü yararlı konu vardı. Geriye dönüp bakınca, hayatımda GERÇEKTEN İŞE YARAMIŞ ve HİÇ UNUTAMADIĞIM iki ders olduğunu hatırlıyorum. İlki şuydu; ikinci sınıftayken bir gün sınıfa girdiğimizde öğretmenimiz Bayan Carriere’in ortadaki masaya üç büyük kâse içinde su koymuş olduğunu gördük. Bizi masanın önüne sıraya dizdi. Sonra hepimiz sırayla, sol elimizi içinde sıcak su bulunan soldaki kaseye, ve sağ elimizi de içinde soğuk su olan sağdaki kaseye daldırdık. Ellerimizi birkaç saniye kâselerin içlerinde tuttuktan sonra iki elimizi de ortadaki ılık su dolu kâseye sokmamızı söyledi. Öğretmenimiz her birimize ‘Ortadaki kâsedeki su soğuk mu sıcak mı?’ diye sordu. Hepimiz doğru cevap vermekte zorlandık çünkü az önce sıcak suya soktuğumuz sol elimiz bize suyun soğuk olduğunu, soğuk sudan çıkan sağ elimiz de sıcak olduğunu söylüyordu. Bazılarımız ‘hem soğuk hem sıcak’ dedi. Hepimiz kendi cevaplarımızı verdikten sonra sıralarımıza oturduk. Öğretmenimiz bize, ’Unutmayın, tek bir doğru diye bir şey yoktur. Elleriniz bile farklı yerlerden geldiklerinde aynı konuda birbirleriyle zıt düşebilir. Her şey görecelidir. Doğru dediğimiz şey genellikle kim olduğumuza ve nereden geldiğimize göre değişir’ dedi.”


 “Ya diğeri”


 “Diğeri dördüncü sınıfta verilen bir dersti. Bu sefer farklı bir öğretmen vardı. Bay Mount beyaz saçlı, biraz katı ama gözünde hep hınzır bir gülümseme olan bir adamdı. Sınıfa girdiğimizde kocaman boş bir cam vazonun yanında duruyordu. Vazonun içine dikkatle büyük taşlar yerleştirmeye başladı. Vazo artık daha fazla taş alamayacak hale geldiğinde bize sordu: ‘Çocuklar vazo dolu mu?’ Hepimiz ‘evet’ diye bağırdık. Sonra bir torba çakıl taşı çıkardı, vazoya dökmeye başladı. Küçük çakıl taşları büyük taşların arasından kayıp bir kez daha vazoyu doldurmaya başladı. İşini bitirdiğinde bize döndü ve tekrar vazonun dolu olup olmadığını sordu. ‘Şimdi dolu!’ diye haykırdık. Ama bir torba kum çıkardı ve vazoya dökmeye başladı. Kum, vazonun dibinden yükselerek ağzına kadar geldi. Ve yine dolu olup olmadığını sordu. Bu kez sessizlik oldu …ve sonra küçük Matthew sordu. ‘Biraz su ekleyebilir miyiz?’ Bay Mount’un yüzü sevinçle parladı ve vazoya bir şişe su döktü. Sonra sordu: ‘Vazoya önce su ve kum koysaydım büyük taşları ve çakıl taşlarını ekleyebilir miydim?’ Hep bir ağızdan ‘hayır öğretmenim’ dedik. Sonra bize gözlüklerinin üzerinden bakarak şu büyük sırrı verdi. Ses tonu o kadar ciddiydi ki hepimiz bir kelimesini bile kaçırmamak için öne eğilmiştik. Unutmayın, hayat bu vazo gibidir; önce büyük taşları koymanız gerekir. Sonra çakıl taşlarını ve sonra da kumu. Büyük taşlar sizin için her neyse; aile, öğrenmek, enstrüman çalmak, doğada vakit geçirmek, sağlığınız… önce onları koyun. Sonra daha az önemli olanları ekleyin. Bundan sonra hayatın, geri kalan boşlukları gündelik kum ve sularla dolduracağından emin olabilirsiniz. Önceliklerinizi belirlemezseniz onlar için asla yer bulamazsınız.’”


 “Hımm”diye mırıldandı Joe, “BENİM ÖĞRETMENLERİM DE BÖYLE ŞEYLER ÖĞRETİRLER Mİ?” “Bunu bilmenin tek bir yolu var; okula git, dinle ve neyin ilgini çektiğini gör. NE ZAMAN VEYA NE ÖĞRENECEĞİMİZİ ASLA BİLEMEYİZ. BU YÜZDEN KALBİMİZİ VE KULAKLARIMIZI AÇIK TUTMALIYIZ. YETER Kİ BİZ ÖĞRENMEYE AÇIK OLALIM, BÜYÜK DERSLER GENELDE ONLARI HİÇ BEKLEMEDİĞİMİZ ANDA GELİR.


Sema'dan SEMAya Not: "Bu güzel kitapta, toplam 54 tane anlamlı hikaye var. Yazarımız bunlara "masal" diyor ve kitapta her masalın ardından "mesaj", "seyir defteri", "alıştırma", ve güzel bir özlü söz içeren "alıntı" bölümlerine yer veriyor. Masalın ardından gelen tüm bu bölümler, bence en az masal kadar etkileyici bilgiler içeriyor. Bu kitap bende güzel bir kişisel gelişim kitabının etkisini yarattı, her yaştan kitapseverlere hararetle tavsiye ederim."


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Sema'dan SEMAya DER Kİ: "Lütfen yorum yazmaya üşenmeyin; hepimizin moral ve motivasyona ihtiyacı var :) Ama paylaşımı hiç beğenmediyseniz, üşenmenizi anlayışla karşılayabilirim... Şaka şaka, her yoruma açığım; siz yeter ki yazın..." 😊 💖💖💖