FUNDA TEYZE'DEN...
Şükretmek
ve teşekkür etmek…
Bu kelimelerin anlamını çok iyi anlamak, çok iyi
bilmek; çekim yasasını çok iyi bilmek, çok iyi anlamak demek.
Türk
Dil Kurumu tdk.org.tr şu tanımları vermiş:
Şükür:1- Tanrı’ya duyulan minneti dile getirme.
2- Mutlu bir olay veya durumdan, yapılan bir iyilikten duyulan hoşnutluğu bildirme.
Minnet:
Yapılan bir iyiliğe karşı kendini borçlu sayma, gönül borcu.
Yapılan bir iyiliğe karşı kendini borçlu sayma, gönül borcu.
Teşekkür:
Yapılan bir iyiliğe karşı duyulan sevinç ve gönül borcunu anlatma.
Yapılan bir iyiliğe karşı duyulan sevinç ve gönül borcunu anlatma.
Ebrulisözlük.net adresindeki Osmanlıca sözlük ise şu tanımları vermiş:
Şükür:Nimete karşı dil ile ya da hal ile memnuniyetini gösterme.
Teşekkür:
Yapılan iyilikten memnun kalındığını bildirmek için söylenen şükür ifadesi.
Nimet:Yapılan iyilikten memnun kalındığını bildirmek için söylenen şükür ifadesi.
İyilik kastıyla verilen şeyin verilene ulaşması, bu ulaşma sonucu sahip olunan şeyler.
*******************************
TEŞEKKÜR NOTU: Sık sık kullandığım bu iki sözlüğü yapanlara, ürün ve hizmet olarak sunanlara sonsuz teşekkürler. Bu makalemde onlardan bahsederek ben de onlara bir karşılık, bir destek vermekten mutluyum.
*******************************
Bu tanımlar üzerinde uzun uzun düşünmenizi tavsiye
ederim.TEŞEKKÜR NOTU: Sık sık kullandığım bu iki sözlüğü yapanlara, ürün ve hizmet olarak sunanlara sonsuz teşekkürler. Bu makalemde onlardan bahsederek ben de onlara bir karşılık, bir destek vermekten mutluyum.
*******************************
Özellikle,
bana “Her gün şükrediyorum ama bir türlü
şu şu şu olmuyor.” “Sürekli şükrediyorum ama hala hiçbir gelişme yok.” “Her
gün şükretmeme rağmen, işimden oldum.” şeklinde yazı yazan veya yazmayı düşünen
arkadaşlar, sizlerin bu tanımları UZUN UZUN okuyup, üzerlerinde UZUN UZUN
düşünüp, bu şükür ve teşekkür konusunu çok iyi anlamanız lazım.
Bu yazımla ben de size, anlamanız için yardım edip bu
konuda zamanında kendi edindiğim bazı anlayış, keşif ve farkındalıkları sizlere
sunmak isterim:
1 - Sözle SÖYLEYİP, kalpte
hİssetmedİğİmİz BİR şükür veya BİR teşekkür, sadece sözde kalıyor.
İçinde gerçek bir mutluluk,
sevinç, memnuniyet, hoşnutluk olmuyor.
Bir başka deyişle, “Her gün şükrediyorum, ama şu şu şu
olmuyor.” dediğimiz zaman aslında hiç de şükür etmediğimizi, hiç de teşekkür
etmediğimizi dile getirmiş oluyoruz.
Memnunİyetsİzlİğİmİzİ,
hoşnutsuzluğumuzu, değer bİlmeyİşİmİZİ, beğenmeyİşİmİzİ dİle getİrmİş oluyoruz.
2 - Şükretmek, teşekkür etmek ŞU
ANDA hİssettİğİmİz BİR şey.
Gelecek veya geçmİşten zİyade
şu an burada olmak ve bundan hoşnut olmak demek.
Şükrümüzü, teşekkürümüzü bir beklenti sebebi ile
yapıyorsak, yani bu şükür ve teşekkür karşılığında bir şey bekliyorsak, yine
saf bir teşekkür olmuyor.
Çünkü şükretmek ve teşekkür etmek aslında
“Senden bana İyİ BİR şey GELDİ ve ben bunu gördüm, fark ettİm. Bu İyİ şey BENİ
mutlu ETTİ.” demek.
Gelecek bir şeyin beklentisi karıştığında şükrümüz
veya teşekkürümüz, “Senden bana iyi bir şey geldi, sağ olasın ama yetmedi,
daha da ver, daha da çok istiyorum.” demek oluyor. Bunun ne kadar bencil ve
nankör bir tutum olduğunu görebiliyoruz değil mi?
3 - Şükür ve teşekkür ettİğİmİz zaman, aslında
sıranın BİZDE olduğunu kabul EDİYORUZ.
Yani, “Senden bana İyİ bİr
şey geldİ, ben bunu gördüm, sağ olasın. Şimdi sıra bende. İYİ BİR şey gönderme
sırası şİmdİ bende.” demİş oluyoruz.
Bİz bu sırayı yok farz edİp, “Daha da ver.”
mantığı İle şükredİnce, şükür ve teşekkürümüzün de anlamı şükür ve teşekkürden çıkmış
oluyor. Borcumuzu yok farz etmek oluyor.
Oysaki kalbimiz, ruhumuz biliyor, şükür ve teşekkürün
ne demek olduğunu, sıranın bizde olduğunu.
Ve bunu yok farz etmek, kendi kalbimizi, ruhumuzu
yaralıyor.
4 - Şükür ve teşekkür,
BAŞKALARININ sahİp olduğu veya olmadığı şeylerle karşılaştırma YAPARAK değİl, sadece
KENDİ hayatımıza bakmamızı gerektİrİyor.
Başkalarının hayatlarına
bakıp, kendi hayatımızı onlarınkiyle kıyasladığımız zaman; kendi hayatımızı,
bize verilmiş lütufları görmemiz de, bunlar için şükredİp teşekkür etmemiz de
zorlaşıyor. Şükrümüzü, teşekkürümüzü, gerçek bir şükür ve gerçek bir teşekkür
olmaktan çıkartıyor.
5 - Hayatımızdaki herhangi bir güzelliği
görmemek, kendimizi gelecekte veya geçmişte kaybetmek ve şikâyetlerle “şu
anımızı” reddetmek, bize o şikâyet ettiğimiz şeyleri daha da bol çekmekten
başka bİr İşe yaramıyor.
6 - Hayatımızdaki her bir olayı,
nasıl gördüğümüz bizim elimizde. Şükredecek bir şey bulmak bizim elimizde.
Çekim yasası açısından
baktığımız zaman, şükretmeyi seçmek akıllı bir seçim oluyor. Şükretmeyi seçmek,
hayata bakış açımızı değiştiriyor ve daha da çok şükredecek şey görüyoruz.
ŞİKÂYET etmeyi seçtiğimiz
zaman ise, daha da bol bol ŞİKÂYET edecek şeyler görüyoruz.
7 - Yukarıdaki, üçüncü maddede, teşekkür etmek, “Sıra
bende.” demek dedik.
Bu
konuyu biraz açarsak, “Sıra bende.” demek,
“Şimdi benden sana bir iyilik, bir güzellik gelecek, ben bu güzelliği senden
tarafa göndermeye hazırım.” demek.
Benim size en içten tavsiyem, her
şükrettiğiniz ve teşekkür ettiğinizde (Allah’a veya hayatınızın herhangi bir
parçasına, hayatınızdaki herhangi bir kimseye), “Şimdi sıra bende, acaba ben
ona karşılık olarak ne versem?” diye düşünün.
Çünkü aslında, teşekkürün gerçek anlamı bu.
Yeni
bir işe başlamış bir kimse düşünelim. Yeni işi için şükrediyor. İşinde yeni
olduğu için, çevresindeki kimseler ona yardım ediyor veya yol gösteriyor veya
yapması gerekenleri öğretiyorlar.
Bu kişinin yapması gereken evet, şükretmek ama aynı
zamanda, gözünü çok iyi açması gerekiyor. “Benden beklenen ne?” “Benim bu iş
yerinde, bu iş arkadaşlarıma, müdürlere, hizmet alan kimselere sunmam gereken
şeyler ne?”
Eğer ilk günden gözünü açıp, teşekkürleri ve şükürleri
ile birlikte, bu “Sıra bende, ben ne verebilirim? Benden beklenen ne?” sorusuna
cevap arayıp, bu bulduklarını canla başla uygularsa, bu kişi kısa sürede,
çalıştığı yerde VAZGEÇİLEMEZ bir kimse olacaktır.
Ve
unutmayalım ki, yeni bir işe başlamak demek aslında “yeni şeyler öğrenmek”
demek. İşimizi ne kadar iyi biliyor olursak olalım, yeni bir yer, yeni
insanlar, bizim kısa veya uzun süreli bir acemilik dönemi geçirmemizi sağlıyor.
Eğer biz, gözümüzü açıp, önümüze gelen her bir “yardım
etme, iyi bir karşılık verme fırsatını” görmezsek; üstüne üstlük, işe
girmiş olmanın verdiği saf mutluluk ile, gözlerimizi bu “hizmet ve yardım”
fırsatlarına kapatırsak, işimizi de iyi yapmadığımızın göstergesi oluyor bu,
hatta çalıştığımız işyerine bir zarar vermek bile söz konusu olabiliyor.
“Her
gün şükretmeme rağmen, işimden oldum.” diyen arkadaşlar, işte özellikle bu
yedinci maddeyi çok iyi anlamanızı tavsiye ederim.
Ve
bu sadece “yeni iş” için değil, yeni tanıştığımız bir kimse, yeni bir çevre,
yeni arkadaş veya “yeni” her şey için geçerli.
İnsanların birbirlerine içtenlikle teşekkür ettiği ve
her teşekkür edişte, karşı tarafa yeni bir iyilik yapmaya niyet ettiği ve
yaptığı bir dünyayı hayal edebiliyor musunuz?
Ben
edebiliyorum.
Harikulade
bir dünya.
Ve
hayatımı da bu prensip üzerine yaşamaya dikkat ediyorum.
Bu
prensip üzerine yaşamaya kararlı arkadaşlar ile de birlikte çalışmak, üretmek,
yaşamak harikulade.
Şükürler
olsun Allah’a beni bu düşünce ve duygularla yaşamayı prensip edinmiş insanlarla
karşılaştırıp, beraber çalışma fırsatı verdiği için.
Ve
bu prensibi kabul etmeyenlerden uzak tuttuğu için.
(“Rabbime olan bu minnetim için ne karşılık
verebilirim?” diye soruyorum şu anda.
Cevabım:
Hem Rabbimin bana lütfettiği bu kimselere daha çok
yardım ve hizmet vermek, hem de Rabbime namaz kılıp, onun bu iyiliği ve
yüceliği karşısında sevgi ve saygıyla eğilmek, onun “Allah” olduğunu kabul
edip, “Allah’ım” diyerek hitap etmek, saygı ile önünde eğilip, yere kapanmak.
Allah’ım kabul et sana olan bu teşekkürümü ve saygımı. Sana karşı olan,
hatalarımı yanlışlarımı affet.)
YAZAN: FUNDA TEYZE
FUNDA TEYZE'DEN HUZUR VEREN RESİMLİ YAZILAR İÇİN TIKLAYINIZ
FUNDA TEYZEDEN BAŞKA BİR MAKALE - CANA CAN KATMAK - TIKLAYINIZ
ŞÜKÜR VE TEŞEKKÜR MAKALESİNİN ORJİNALİ İÇİN TIKLAYINIZ BU SAYFADA FUNDA TEYZE'NİN BUNUN GİBİ PEKÇOK HARİKA MAKALESİNİ OKUMA FIRSATI BULACAKSINIZ, KAÇIRMAYIN DERİM.
FUNDA TEYZE'DEN HUZUR VEREN RESİMLİ YAZILAR İÇİN TIKLAYINIZ
FUNDA TEYZEDEN BAŞKA BİR MAKALE - CANA CAN KATMAK - TIKLAYINIZ
ŞÜKÜR VE TEŞEKKÜR MAKALESİNİN ORJİNALİ İÇİN TIKLAYINIZ BU SAYFADA FUNDA TEYZE'NİN BUNUN GİBİ PEKÇOK HARİKA MAKALESİNİ OKUMA FIRSATI BULACAKSINIZ, KAÇIRMAYIN DERİM.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Sema'dan SEMAya DER Kİ: "Lütfen yorum yazmaya üşenmeyin; hepimizin moral ve motivasyona ihtiyacı var :) Ama paylaşımı hiç beğenmediyseniz, üşenmenizi anlayışla karşılayabilirim... Şaka şaka, her yoruma açığım; siz yeter ki yazın..." 😊 💖💖💖